Sanki ebedi saltanat tacı
Tepesinde mağrur meşe ağacı
Şu kayanın heybetine bir bak
Sanır mısın hep böyle yalçın kalacak?
Kumdan kardan rüzgârın kırbacı
Heybesi bencil duadan insan
Hikmeti kendinden sayan iman
Şah damarından çekili tasmada
Sallana kalmış cehennem tavanında;
Alıp senden bir dilek
En karamsar zaman ufkundan
Bir hayal çekerim umuttan
Gecem yürür
Dünyam döner
Ve bir dolunay doğar
İki kaşım arasından
Çelik bir sürgüdür her an
Kapanır üstüne zaman
Adını bile anmadan,
Bekleye durma eylemsiz duadan;
Boşuna yalvarıp el açma feleğe
Hani kem gözlere inat
İçin içe geçmiş kalplere Tanrı’dan iltifat
Bir ucu sende bir ucu bende
Gökkuşağı çekecektik gecenin yıldız beline!
Hani kafa tutacaktık feleğin topuna
Diril be yüreğim!
Diril de konuşsun dillerim
Kırmızı gülden uzansın ellerim
Sarılsın yâr beline cennet hayallerim!
Nazlı açar gönül gülleri
Gerin umudum gerin!
Ayan geceye karşı sevin
Bugün bir başka güne devin
Dişliler gıcırdar dönen dolaba karşı
Emek gocunur ödenen paya karşı
Serin bir esinti geçti
Islık çalarak otların arasından
İndi yağmur ardından
Islak saçlarıyla zeytin dallarından.
Haniydi kara bulutlar?
Aşkın nârından
Ateş yutan insan
Ta kalbinden güneşin
Bir tatlı gönül tavına geçerken
Şiir perisi bundan ilham çeker…
Gonca gülün teni çiğ damlası
Dolunay gecenin peri lambası
Denizin yüzü yakamoz yansısı
Gökteki yıldız nesli parıltısı...
Delikanlı aşk delisi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!