Gurur bağladım gözlerime
Yitik bir uzak geçti içimden
Büzülen ayrılık geçidinde
Hazin bir özlem içinde…
Ayrılıksa aşktan
Yalan verimlidir
Bire kırk verir
Kırkı da gelinlik giyer
Gerçeğin topal atına biner.
Bilginin çekirdeği serttir
Yoluna çöken heyelan
Kaderdir eyvallah!
Rahmetin bol olsun
Altında kalmışsan;
Eğer kalkmışsan heyelan altından
Metelik yokken cebinde
Döne dursan dönerci önünde
Hangi aşk değerdi ölmeye
Cennete havale umut içinde…
Dolanırken ışıklı caddeleri
Doyamadım İstanbul’a seninle birlikte
Doyamadı İstanbul ikimize birlikte…
Doyamadık Emirgan’da semaver demine
Çıkamadık Aşiyan’da bir akşam hüznüne,
Ne Çamlıca Tepesi ne Piyer Loti yetti
Dalmaya geç kalma
Derin sulara
Korkup da karanlıktan,
Yak bilincini aydınlan…
Güneşe bir baksana
Bilirim, dokunsam ağlarsın,
Tarumar saçların arasında
Saklıdan yanarsın
Acıların anısında.
Zaman zaman doksan dokuz
Mantıksa akıldan kaçık
Aklımsa gamzenden mıncık
Benlik dersen kalbimi gömendir
Güllenip canan gönlünden;
Hele de tutulu kalmışsam bir süzüm gözde
Hem kör oldum hem kor oldum bile…
Ellerimi bıraktığın an
İğneli kancaydı el-vedan
Kalbimi sensize mıhlayan.
Ayrılık eli yakıcı buzdan
İçim yanar gönlüm buruktan
“Sevgilim!
Sensin bütün hayalim!
Güneşi yuttum da yanmadım
Elini tuttum tutuştu kalbim”
Demeleri vardı delikanlının.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!