Eskiyi anlatıyormuşum.
Eskiyi bırakmalıymışım.
Bunu yapmam için,
Bu zamana dair anlatacak,
Bir güzellik bulmalıyım.
Acaba var mı öyle bir şansım?
Eski denebilecek dönemi,
Belki 80’leri,
Ucundan yakaladım.
Bununla kıyaslama şansı buldum.
O siyah beyaz filmlerle büyüdüm.
“ Of yine mi? “ dedim.
Tarih boyu o meşhur eve girenler makbul oldu.
Kader bu ya o meşhur girenlerce bizler makbul olduk.
Eee biz makbulsek,
Bu ev bizlerden önce sizin evinizse,
Temizlemek size düşer bizce.
Bir gün o eve gelirsek,
Orta okuldan beri,
Favori sevdam vardır.
Dönem dönem depreşir.
Yine o dönemlerden biri,
Herkes kendi nedenini söyledi.
Benimki biraz farklı gibi.
Bir film çektik.
“ Beş sene sürecek. “ demiştik.
Altı sene sürdü.
Hesap edemedik.
Gençlik yılları işte,
Sonunda bir belge verdiler elimize.
Format terimi ile 1992’den bilgisayara,
Birkaç sene sonra,
80 megabaytlık hard disk takılınca,
Tanıştım.
Sonra bu bilgisayarda,
Yapılan işlemin insanda,
Zamanında eline albümleri alırdın.
Tanırdın kimini.
Tanımazdın kimini.
Sorardın kimine.
Bir topluluk içinde,
Hangisi sendin?
" Geçmişi bırak. "
Diyorlar.
" Geçmişte ne var? "
Açıklayayım:
Geçmişte insan var.
Şimdi de kıvamı tutmamış insan var.
Senelerce yabancılardan,
Robotları,
Uzaylıları,
Seyrettik.
Bizim öz sinemamızdan,
Dinden, imandan,
Otobüste, metroda,
Oturduysak bir koltuğa,
Sağa sola bakınırdık.
Yer verilmesi gereken biri varsa,
Yer verelim diye.
Bugün yayılıyorsa genç tayfası,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!