Selamlar size genç insanlar.
Ben sizin filmlerinizle,
Tarihinizle büyüdüm.
Tarihinizi izledim.
Okudum.
Evdeki iki tanenize sordum:
Bu dizelerde bu toplumun halleri anlatılır.
Yüce kuşaklar,
68’ler, 78’ler,
Onlardan benim gibi bir parça nasiplenenler,
Ve sonrası…
Değerleri farklı.
Hayat bir film olsa,
Senarist yukarıda.
Belki an be an yanında.
Sahneler akıyor.
Belki boyu dakikalar,
Belki de boyu saniyeler,
Arada kalanlarız biz.
İki kuşağın arasında kalmış,
Üçüncü kuşağız biz.
Birincisi yüce kuşaklar,
68’lilerden,
78’lilerden,
80'lerde çekilen bir film vardı.
Adı " Arkadaşım Şeytan " dı.
Baş rollerde Ali Poyrazoğlu, Mazhar Alanson vardı.
Ali Poyrazoğlu şeytan rolündeydi.
Mazhar Alanson ünlü olmak isteyen müzisyen Altan rolündeydi.
Altan ruhunu şeytana sattı.
Bu toplumun ileri gelenleri vardı.
Onları böyle yapan birçok neden vardı.
Bunlardan bir tanesi paraydı.
Belki de sonda geleni paraydı.
Hepsini sardı para sevdası.
Olamaz bir toplum para kurbanı.
Bir aşinalık oluşuyor.
Sabah evden çıkıp servise doğru yürürken,
Yolda geçtiğin insanlar,
Aynı durakta beklediğin insanlar,
Aynı insanlar,
Aynı yerde dururlar.
Türlü türlü aşk vardır.
En yücelerinden birini,
Tattık ilkokul sıralarında.
Tattık ki farkı kıyaslar olduk.
Biz üç grubuz.
Aşkı tadanlar ve aşkı her yerde arayanlar,
Kral kelebeklerden doğduk.
Onların sözlerini,öğütlerini unuttuk.
Ateşe uçuşan kelebekler olduk.
Sanki aradığımızı o ateşte bulduk.
Unuttuğumuz için uçmaya devam.
Bize akıl gelecek ne zaman?
Heidi ile başlayan eğitimi süreci,
Küçük Prenses Sara ile devam etti.
Sonra onlara " Atlı Karınca " eklendi.
Bir ilkokul sınıfı,
Ama tam bir Türk filmi gibi.
Yaramazı, uslusu,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!