Sorma sakın çaldığımda,
Sessizce gel aç kapıyı,
Kır kalbinde zincirleri,
Yık gönlünde taş yapıyı.
Sende koş gönlünce bana,
Boynu bükük solgun bir gül görürsen,
Her bakışta sende, benim gibi erirsen,
Derdin nedir diye sorup, bana gelirsen,
İçimde dinmeyen yürek yarası vardır.
Sevmek nedir bilmeyen,
Aşkı oyuncak eden,
Beni dile düşüren,
İnan ki sen olursun.
Her gün ayrı sızı kaplar içimi,
Bilemedim günahımı, suçumu,
Koparttılar gönlümdeki düşümü,
Bana yaşamayı zehir ettiler.
Kaç kez feryat ettim ise kadere,
Bu akşam bir hüzün sardı dünyamı,
Aldı mutluluğu götürdü benden,
Ben çare ararken dünden bu günden,
Yarınım dert yüklü bekliyor beni.
Dinmez mi kanayan yara dinmez mi?
Dünya âlem bu vahşeti görmez mi?
Bu İsrail, hiç insafa gelmez mi?
Yandı Orta doğu, bitti adalet,
Çoluk çocuk Müslümanlar çeker sefalet.
Bana veda etmeden bırakıp da gidersen,
Acı tatlı her şeyi yüreğinden silersen,
Tertemiz sevdamıza sen ihanet edersen,
Yakarım koca şehri giderim buralardan.
Kendi derdimle inlerken,
Nasıl düştüm vefasıza,
Dertlerime sitemkârken,
Kader beni mahkûm ettin bir kula,
Ne köyüm kentim var; ne kaldı sıla,
Felek senin; evin barkın yıkıla,
Şimdi bana mekân olsan ne yazar.
Genç yaşta bir kula verdim gönlümü,
Son kez şiirimi aldım kaleme,
Bazı zaman isyan ettim âleme,
Boyun eğmem kahpe ile zalime,
Ömrüm bir su gibi geçti neyleyim.
Okuduğum şiirleriniz her biri ayrı ayrı yorum yazılacak kadar güzel ve anlamlı ve profesyonelce yazılmış.Tebrikler.
Sonsuz selam ve saygılarımı sunuyor,kalemininize ve yüreğinize sağlık diliyorum.