Bizden sonra birileri anlatır elbet
hayatımızdaki kayda değer hikayeleri...
Hani o küçükken duyduğumuz masalların
Zümrüdü ankası
Sanki bir tüyünü takmıştı saçlarına Rina
Ah Rina
Şarkılar mıydı sebep bu dünyadan firarına
Sınır boylarında merdane gezinen
Bir kurşun sesidir
Sineye vakitsiz bir hançer saplanmasıdır
Kandır toprağı sulayan oluk oluk
Şehidin cennet kokulu son nefesidir
Dillenen her ağıtta
Vakitsiz ufukta sayha sayha büyüyen fırtına misali
Yıllar sel olup çavlanlara döktü her şeyimi
Şimdi harabeyim, şimdi
Taş taş üstünde kalmamış
Şimdi çığlık çığlığa yıkılmış dam gibiyim
.......Ey Kul
Okundukça ruhuna göklerden Ezan-ı Şerif
Etrafını rayihalar kaplasın
Tekbir getirdikçe nemlensin gözlerin
Bütün huzuru yüreğinde toplasın
Haz ile kıyam ettikçe dizlerin
ŞEHİRLERİ YIK ŞİİRLERİ YAK
Ağır ağır bırakıp avuçlarının içerisinden
Bir seher yalnızlığının ertesinden
Al beni dağlara vur da öleyim
Bir sis perdesinin ardından
Sanki küçücük bir tepenin sırtından
Gece sihir, gece
İçime süzülen çıngıraklı yılan
Bir sabun köpüğü gibi ellerimden kayıp
Her şeyin değiştikçe aynı kaldığı zamanların
sanki binlerce yıl öncesinden
umutsuz ruhumu sarıp sarmalar köklerin
masmavi göklerin
tılsımını taşırken,bir efkar silsilesiyle
yerlebir eder ufkumu gözbebeklerin
Ey sevgili…Ne olur geleceğim de
Yeter ki bin yıl sonra, bekle dur geleceğim de
Ben beklerim
Gözlerim pencerelerde
Yeter ki yüzüne bir kez güleceğim de
Yokluğuna dikilmiş
Köprülerin atıldığı dar vakitti
Her yer işgal altında
Yalnız açelya kurtarılmış bölgeydi
Haricinde ki herşey artık,herşey gölgeydi
Şimdi ilişmesin bana kimse
Gözümde saralıdır, gözümde acuze herkes
Bana göre
Ellerimin varlığı bir varsayım
Aslında ben yüzyıllar öncesinde
Bir esir gemisinde yaşlı bir forsayım
Bana göre
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!