Yüzyıllardır dikiş tutmaz yarana
Bir tutam yalnızlık,bir tutam hicran
Bir tutamda barut sürdün
Silahına kurşun diye gözlerini sürdün
Kül renkli akşamların gül renkli çocuğu
Bilirim gözlerindeki buğu
ZEMHERİ KURDUDUR SENSİZLİK
Meczup şairlere özenip
Mistik şiirlere mekan olurken gönlüm
Şarkılar ki usul usul depreştirdiğinde yaramı
Bir inilti olup kalemden düştüğünde şiir
Anlamsızlaşırken mekan
Kıvılcımsız yakarım gönül çıramı
İmbiklere dökülürken göz yaşlarım bir bir
Çırpınan sözler takılıp kalır dilime
Bazen
Alacakaranlık kuşağında
Şiirlerimi kanat kanat göğe uçuran
Avare güvercinlerin
Yorgun ceylanların sığındığı
Yedi uyuyanların saklandığı in gibisin
Bizim öykümüz karanlıklarda geçiyor
Gökyüzünün kasvetli kızıllığı ve
Tüm ışıkları söndürülmüş gecelerindir hüküm
Şimdi,mehtabı arayan gönlüm,uçurumlara
Şelalelere meylediyor
Hep boşluğu seyrediyor gözlerim
Bir vakit
Görülmüşüm elimi alnıma sürerken
Bir içimlik cigaranın keyfini sürerken
Aynanın karşısında
Gözyaşlarıma gülerken görülmüşüm
Sevdaya biçtiğin, son değer buysa
Sevda dediğin şey, sus lafta kalsın
Bahsettiğin sevgi, bak eğer buysa
***Sevgiyi kaldır at, hep rafta kalsın.
AKLIMIN OYUNU GİBİ
Düşünürüm bazen oyunu musun diye aklımın
En görünür halimisin diye gizlimin saklımın
CAM KESİĞİ GİBİ
Şiirlerimi adına ram eyledim
Hiç beklemedim azat
Gözlerimin yaşadığı coğrafyada
Bir harami gibiydi hüznün gelişi
Hele gülüşü
Sözün tükenişi gibi
Şakaklarıma, birdenbire dökülüşü
Gök gürlemesi gibi olacakların habercisiydi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!