Her yarım bütün olmuyordu hayatta.
Hep eksilen taraflarımız ile çoğalıyorduk.
Sayfalarımız eksildikçe müsveddeleşiyordu.
Derin çizimlerle veda ediyorduk sevdiklerimize.
Her yapılan iyilik yüzümüze bulaşan maske gibiydi.
Yarınım yok biliyorum
Yarınlar çok
Çokluğun içerisinde bir yokluk seziyorum
Özgür bir kalbin çırpınışları vardı çentikli duvarlarda
Derin bir çizgi ile bestelerdim dünyayı defterimde
En çok virgül düşerdi payıma
Sevgiye dair bir ünlem girmedi
İlişmedi yüreğimi hizalayan noktalardan
Bir vakti vardı yaşamanın
Yakınız elbet şafaklarımızdan taşan yaş
Saç tellerimizin günden güne kırlaştığı zamana
Ellerimizin omuzlara titrek tutuşundan belli
Göz kapaklarımızda evlek evlek kırışık bir tarla
Seçilmiş değildik elbet
Yaşamak
Düçar eden kepenkleri germekte var
Vakti çalınmış umutlara boyun eğmek
Daralmak çıkılası yollarda biçare
Yaşamak var her şeye rağmen
Yorgunluğu omuzlayıp yarınlara
Geçmişi dizginleyip gönül parende
Gövdenin nazik çeperlerinde çırpınan
Yarına hazırlayan bir varoluş
Ezilip büzülen bir yakarış var yaşama
Ilık ve akışkan damarlarına bulaşan
Bir yolculuk en uç noktalara
Ulaşmışken sevilmek
Bir düşün, yaşam ki avuçlarında
Bir damla düşüp mahçup kanatlarına
Bakışları, ılıtır bir an dünyayı
Sesler ki ince bir sur
Karanlığı her köşe başında kurşunlardı lambalar
Ezik bir yürüyüş sergilerdi yalnızlık
Topuklarına yıllarca sürtünen kaldırımlar
Her zamankinden farklı gözüken duvarlar
İnsan hunharca kabuklaşır var ettiği dünyaya
İçinde cılga bir yaşam tohumlar
Ve büyütür saksısında yarınları
Sulak bir geçmişi yoktur
Boy verecek bir dermanı
Yerinde saymadan saydığına inanarak
Nedamet aynasında çizikler tutmuş yüzleri
Gufteli balgamlar bulaşmış boğazlara
Bu sefih kaldırımlarda kelepli bir yağmur
Derin ve arzulu düşüyor toprağa
Siniliyor bulutların esmez yüzü
Göğsünde dünden kalan soğuklarla
Başarılar, sevgili kardeşim.