Gövdenin nazik çeperlerinde çırpınan
Yarına hazırlayan bir varoluş
Ezilip büzülen bir yakarış var yaşama
Ilık ve akışkan damarlarına bulaşan
Bir yolculuk en uç noktalara
Ulaşmışken sevilmek
Çatırdadı yerin çorak toprağı
Yağız bir kır atın bağrında bir insan olmalı
Kopup çakılı nallar
Beton yığınlarından
Uzakların amansız noktasında uyanmalı
Gün ağarır iken yamaçların bağrındaki gelincik
Bir düşün, yaşam ki avuçlarında
Bir damla düşüp mahçup kanatlarına
Bakışları, ılıtır bir an dünyayı
Sesler ki ince bir sur
Karanlığı her köşe başında kurşunlardı lambalar
Ezik bir yürüyüş sergilerdi yalnızlık
Topuklarına yıllarca sürtünen kaldırımlar
Her zamankinden farklı gözüken duvarlar
İnsan hunharca kabuklaşır var ettiği dünyaya
İçinde cılga bir yaşam tohumlar
Ve büyütür saksısında yarınları
Sulak bir geçmişi yoktur
Boy verecek bir dermanı
Yerinde saymadan saydığına inanarak
Nedamet aynasında çizikler tutmuş yüzleri
Gufteli balgamlar bulaşmış boğazlara
Bu sefih kaldırımlarda kelepli bir yağmur
Derin ve arzulu düşüyor toprağa
Siniliyor bulutların esmez yüzü
Göğsünde dünden kalan soğuklarla
Reşit bir zamanın kılıfında sırlanıyor nameler
Gözler ulu orta karanlıkları kovalıyor yokluğunda
Bilirim gitmenin vakti değil yaş kemale ermişken
Bahara el veren çınarın yaprağında ufalanıyorum
Katıksız katılıyorum hışırdayan gazellerin içine
Karıncalanıyor damarlarım darmadağın zihnimle
Dil bu söylenir kalp atar
Bir cevabınız olsun yeterki saçma sapan
Varlığımdan habersiz soluyorum
Kimi zaman
Bilmez miyim ağrıyan eklemlerime yok çareniz
Birazcık ilgiden yoksun avare siz
Şafaklarımdan usulca inen ter
Sırtımda dünyanın yospa yükü
Evde üç beş umut bir poşet ekmek
Sevinçleri gözlerinden okunur
Yavrularım
Gün eskir puslu yamaçlara
Sesimde ezilen mısralar bıraktım
Yüreğimde sızlayan anılar
Hiç sonu olmayan körpe karanlıklardı
Yılmadan adımladım korkmadan
Sesimde ezilen mısralar bıraktım
Başucumda ikişer üçer noktalar




-
Yaşar Tandoğan Karabulat
Tüm YorumlarBaşarılar, sevgili kardeşim.