Yalnızlık kelimesini söylemek bile ağır bir ifadeydi.Kaldıramadım...
Yalnızlık bakınıp ta göremediğiniz bir çözüm
Bir çiçekte böcekte ağaçta rahatça bulunabilen
Yalnızlık bütün kalabalıkları gözü kapalı gezen bir aşık
Yalnızlık bütün güzel seslere kokulara kapanık
Yalnızlık aslında düşünüpte düşünemeyen bir insanlık
Her bir zerreden haberdar olan bir kalabalığın içinde
Başucumdan savıp bütün yalnızlıkları
Bir sinek vızırtısına karıştı kulaklarım
Gözlerim en derin arzuların içinde kulaç atıp
Kısa kirpiklerime bulaştı denizlerle
Gökyüzünde yüzünü aramanın vakti değil bilirim
Yeryüzünde kalabalıklara bakınmanın
Gölgem gölgene yama
Gün sende ağarır
Benliğimi al benden
Nereye baksam sen varsın
Gün be gün yansımasındayız zamanın
Göründüğümüz kadar varız aslında
Gördüğümüz kadar kendimizde
Vücudumuz kerpiç evlerle bir düzine
İçinde besledik tohumdan çiçekleri
Sevgiyle yaşarsak büyüyecek ve açacak
Kapta gönlümü gökten inen kırlangıç
Çırpınan ben olayım kanatların değil
Konsan bir dala etsen beni iki lokmalık
Can evimden vuranlar kadar güç değil
Vakit kısa ecel yakın yankılanıyor kuşlar
Bakın kanatları gergin gözler keskin
Her yarım bütün olmuyordu hayatta.
Hep eksilen taraflarımız ile çoğalıyorduk.
Sayfalarımız eksildikçe müsveddeleşiyordu.
Derin çizimlerle veda ediyorduk sevdiklerimize.
Her yapılan iyilik yüzümüze bulaşan maske gibiydi.
Yarınım yok biliyorum
Yarınlar çok
Çokluğun içerisinde bir yokluk seziyorum
Özgür bir kalbin çırpınışları vardı çentikli duvarlarda
Derin bir çizgi ile bestelerdim dünyayı defterimde
En çok virgül düşerdi payıma
Sevgiye dair bir ünlem girmedi
İlişmedi yüreğimi hizalayan noktalardan
Bir vakti vardı yaşamanın
Yakınız elbet şafaklarımızdan taşan yaş
Saç tellerimizin günden güne kırlaştığı zamana
Ellerimizin omuzlara titrek tutuşundan belli
Göz kapaklarımızda evlek evlek kırışık bir tarla
Seçilmiş değildik elbet
Yaşamak
Başarılar, sevgili kardeşim.