Hüznün düştüğü yerde soluklanır çiçekler
Bitkin dallarıyla izler yeryüzünü
Bir yağmur damlası kurulsa dibine
Dallarından göceklerine kadar tadar yalnızlığı
Bu diyar çim görmemiş bir yaşamla kundaklı
Sarkık öfkesinde yeraltındaki kökler
Kirpiklerimden indi yine bu gece
Adın bir alev gibi dilimi yaktı
Öfkeli bir dalgadan inercesine
Kalbim görmüyor senden bir başkasını
Soğuk akşamları yaşayacak içim
Her akşam ayrı bir demden içlenir
Ayrı dalgalarda kulaç atarsın
Yorgun argın konuşursun kendinle
Seni sensiz bırakanlar yok mu diye başlar konuşmaların
Kendini kaybetmiş bir insanı hergün bir masada kaşılarsın
Çayın tek kaşığın sandalyen
Ay mı buğulanmış yarım yamalak
Gecemi sakladı kendini benden
Karanlıktan görünmüyor şehrimdeki aydınlık
Islak ve buğulu penceremden
Bir ses kulaklarımda sızılayan
Yalnızlık diye fısılayan
Yalnızlık kelimesini söylemek bile ağır bir ifadeydi.Kaldıramadım...
Yalnızlık bakınıp ta göremediğiniz bir çözüm
Bir çiçekte böcekte ağaçta rahatça bulunabilen
Yalnızlık bütün kalabalıkları gözü kapalı gezen bir aşık
Yalnızlık bütün güzel seslere kokulara kapanık
Yalnızlık aslında düşünüpte düşünemeyen bir insanlık
Her bir zerreden haberdar olan bir kalabalığın içinde
Başucumdan savıp bütün yalnızlıkları
Bir sinek vızırtısına karıştı kulaklarım
Gözlerim en derin arzuların içinde kulaç atıp
Kısa kirpiklerime bulaştı denizlerle
Gökyüzünde yüzünü aramanın vakti değil bilirim
Yeryüzünde kalabalıklara bakınmanın
Gölgem gölgene yama
Gün sende ağarır
Benliğimi al benden
Nereye baksam sen varsın
Gün be gün yansımasındayız zamanın
Göründüğümüz kadar varız aslında
Gördüğümüz kadar kendimizde
Vücudumuz kerpiç evlerle bir düzine
İçinde besledik tohumdan çiçekleri
Sevgiyle yaşarsak büyüyecek ve açacak
Kapta gönlümü gökten inen kırlangıç
Çırpınan ben olayım kanatların değil
Konsan bir dala etsen beni iki lokmalık
Can evimden vuranlar kadar güç değil
Vakit kısa ecel yakın yankılanıyor kuşlar
Bakın kanatları gergin gözler keskin
Başarılar, sevgili kardeşim.