Ben sessizliği çekiştirdim örülmüş duvarlarımda
Yalnızlığa mihenk vurulan taşlarla tanıştım hayli zaman
Yorgundu adımlarım çetrefilli sokaklarda
Ben sessizliği çekiştirdim örülmüş duvarlarımda
Bir sokak lambası sinmişti üzerime
Kısılan bu öfkenin ardında
Perçinlerle tutulmuş bir hayat süregelir
Çekicin kör yatağında ezilen bu yalnızlık
Çekilen gölgelerimle
Beni bir başıma bırakır
Ayık değil yüzüm çatlamış aynalarda
Sessizlik bir çığ gibi duvarlarımda
Dar bir odanın içerisinde asılı yalnızlığım
Kırışmış belki umutlarım beynimin ücra köşelerinde
Fakat hala giyilebilir insan içinde sorgusuz sualsiz
Korka korka kaybedilir
Dokunmaktan korktuğun insanlar
Koklamaktan çekinilesi yalnızlıkları izletir
Hayallerin baş kahramanı olanlar
Gitmek en çok onlara yakışır
Kalmak kalakalmak bize
Bir yabanım bir yabancı sokak sokak
Sokak lanbasında ışıldayan bir dilenci
Dökse başımdan aşağı karaçınarın yaprağını
Dalsa yüreğim umman dalgalara
Bir bulacağı var kağıttan kalemden değerli
Sözleri kurşun işlemeli dolanıp duran endişeli
Seni görürken Allah’a dönüyorsam bu sevginin en büyük mertebesidir
Yok seni görürken sana dönüyorsam bu beşeriyetin en büyük tantanasıdır
Anlaması için ölmek mi gerekli
Geç olmadan sevmiyorsa
Yok olmadan dönmek mi gerekli
Varlığı içine sığmıyorsa
Taşkın bir deniz gibi
Sevinçler dizelerde ezim ezim
Gözde nakarat dilde yara
Bir zaman söylenir mutluluklar gizliden
Tutkulu bir sürgünü olur uçurumlara
Sevdik ve sevindik masumdu gülüşlerimiz
Taki bir limanmışız sığındığı yaralarına
Ey puslu penceremin alın yazısı
Baharı tomuran çiçeklerinle getirdin
Sevilecek ne varsa seninle başladı herşey
Söylenecek ne kadar güzel söz varsa
Önce ruhumdan ruhuna taştı sonra deftere
Mürekkebin endamı değişti
Başarılar, sevgili kardeşim.