Şiir gibi karışırsın ruhuma dağılır kasvetli günüm
İncelir vicdan terazim sesinde
Buğulanır sevince münhasır gözlerim sevinçten
Bir tebessüm kondururum yanağıma bilmeden
Boş duvarların veya bir sayfanın saatlerce esiri olur gözlerim
Zamanı çarpıtan bir sevda filizlenir gönlümde
Senin korkuların bir nehir gibi çağlarken
Işımayan sabahın fıstık rengi tepelerinde
Ben bir diyarın kızıl kıyamet bilmeceleriyle
Son yolculuğuma uğurluyorum umutlarımı
Ayrılık vurduğunda limanıma
Ben şiir kitapları biriktirirdim
Masamın üzerinde
En olur olmadık zamanlarda açardım sayfaları
Ben sevmezdim şiiri aslında biliyor musun
Taki seni tanıyana dek
Ruhumu saran yalnızlığı günlerce damıttım
Senin varlığınla doldurdum içini
Bakışların tatlı gülüşün sesinin içli yanı sarmaladı benliğimi
Yüreğime bozulmuş en güzel puzzledın
Buldukça güzel yanlarını bir parçam ile bütünleştirip yeniden doğuyordum sana
Sen küçüğüm hiç düştün mü
Bir babanın elinden
Bir annenin gözünden
Sokak sokak dolanıp üşüttün mü
Bir şevkat tokatına muzdarip kaldı mı yanakların
Yanık bir yağmurda rahatlayıp
Sen şöyle dur sol yanım,
Bilirim yükün ağır.
Yüklenip giden dünya kervanının,
Sonu kahır.
Sen şöyle dur sol yanım,
İncinirsin mutluluktan, insanlıktan,
Sen susarsan lekesiz kalır kağıtlar
Satırlar özlem duyar silgi sürmez kokusunu
Sen susarsan bir şehir duyar
Kulağın duymaz
İrkinir çiçekler sessizliğine sabahların
Okşanmaz tikenleri yaprağı
Kılıfından çıkmış bıçaklar
Sürtünürde gönlümün taş duvarlarında
Çıngıları aydınlık olur karanlıklarıma
Ses etmez suçlular
Bir şehir kovulur gözlerimden
Bir çiçeğin kozağında tütmüşse zemheri
Yemişlerin en güzeli serdirilmişse mütevazi toprağına
Gökten rahmetiyle inen yağmur tanesi
Rahman Rahman diye seslenir
Kuşların söylendiği dilleri
Kim bilir her hüceyrattaki taneyi
Tuşlar kadar ahenk
Kuşlar gibi özgürüm sensizliğe
Evet sessizim
Her gün bürünüyorum bir hale
Zaman afsız tiktaklarında
Bırakın aksın su gibi hayat
Başarılar, sevgili kardeşim.