Ölü ve artık
Artık bir ölü
Topraktan kalkıp
Cehalete doğru yürü
Ömrüm diyorum doktor
Ömrüm
Dudağımın kenarında kızıl kıyamet
Düşerken kanlar
Yıkılıyor yüreğim ellerinde
Ömrüm diyorum
Nice insanlar vardır
Yaşarken ölür
Ölürken yaşar
Nedamet içinde
Nice insanlar küçük bir tebessümle
Süslenir baharın kelebeklerine
Umutlu gözler sayar yıldızları
Aydınlık arayanlar mehtaba bakınır
Kıyık kapı pencerelerden
Güneşi sevenler üşür hep aydınlıkta
Göründüğü gibi olmayan gözlere tutulur
Doluya tutulmuş yürekleri kollar çakallar
Biraz yoruldum insanlarla uğraşmaktan
Özür dilerim
Kitap okusam iyileşebilirim
Biraz yoruldum insanlarla uğraşmaktan
Özür dilerim
Pencereler
Seyredilen dört köşeli bir çerçeve
Portreler her mevsim göçebe kuşlara emsal
İçini ürperten soğuğu aldırmadan
Donuk gözlerime bir kerecik gelsen
Paslı göcekleri penceremin
Camları bahardan kalan buğlar
Gözlerimin uçsuz bucasız açılan kepenkleri
Bir çayım birde yüksekte asılı camlar
Göğsüme sığınmak için dolan rüzgâr
Sıcak vicdan ötesi hastalıkların var
Bir dilim ekmek bir parça peynir
Birazda zeytin bal olsun soframızda
Semaverin sinileyen zamanında
Hikayeler anlatalım
Küçük çarpık kentlerden birinde
Demir testiler içinde soğukluğun içilesi
Alsında götürsün sıcaklığı içimdeki ötelere
Bitmeyen bir kurşunun mürekkebi sızmış içine
Yazdıkça anıyor andıkça kaçıyor dökülesi
Beyazlar sinmiş gömleğime siyah imzalar
Dal dal kirlenmiş hepsi alt alta yazılı satırlarla
Başarılar, sevgili kardeşim.