Bir karanlığı okşarken bakışların
Göz bebeklerinde ışık olmak isterim
Var olmanın bedeliyse kalp atışların
Durduğu yerde bende ölmek isterim
Bir uçurumdan atın beni,
Düşesim var sıcağın sıcağına!
Yada oyuncağımı verin,
Bir bozuk para gibi harcayım zamanı kucağımda...
Kusursuz bir kundak
Kusursa zihin
Can haliyle bir atık
Kan halindeki fikir
Dağdan dağa çalınan zikir
Vursada kalplere amansız
Bir tortudur yüreğinde mağrur biriken
Noktalar konulur noktalar silinir
Günden güne yenilenir benliğin
Anlaşılması güç anlatması imkansız
Yakınlar yabancı yakınlar anlamsız
Uzaklar dağıtır aklındaki bilmeceyi
Tutulmuş kaburgalarım
Gövdemin orta yerinde bir insan saklamanın
Vebalidir belki
Vedalı adımları sayarak yol almaktayım
Yoklanmaktayım yokluğuma
Toplanmaktayım her gün ötesine
İri ufak kumları üzerime yorgan diye sermişler
Denginde çalınmış umutlarım hayatın orta yerinde
Kulağıma fısıldamış yılanlar böçekler
Ayrılığın merasimini
Çekilmişse kızıllığım tenimden
O deniz mavisi gözlerim karışmışsa gökyüzüne
Afilli lambaları bügün boyamışlar mavilere
Bugün konmuş güvercin yuvaları
Yeşillerin arasında bir köpeğin taklaları boyamış
Tebessümlü yüzleri yüzsüzlerin inadına
Yaklaşıp yaklaşıp giden çığlıklarıyla
Koşup karanlıklara bir aydınlığın içinde
Düş pencereme
Ayrı ayrı kristal ol
Eritmeden göreyim yüzün
Bir fincan kahve
Ciğerlerimdeki buğu
Karışşın avuçlarıma
Bir şıpırtı yaprağın nazik dimağında
Bir cıvıltı avuklarına sığınmış kuşlardan gelen
Toprağına sımsıkı sarılı bir yaşam
Mütevazi çakılı çivilere kırık dallarına
Yalan yalnış kesimlerde yok olan boylarına
İnsan olasın
Katran karası geceleri damıtırken ay
Gövdemde açılan bıçak yarasıydı yokluğun
Başarılar, sevgili kardeşim.