Uzaklar dağıtır içimdeki savurganlığı
Ve bir yaprak çevrilir temiz sayfalara
Yazılırken ince ve derin sözlerimin
Bir çıkarı olmadan dökülür gözlerim üzerine
Hep yarım, yarılayarak yaşadığım hayatı
Diğer yarısından bırakıldım
Her düşüş bir aydınlığı başlatır
Yaltalayan ayaklarına bulaşır gece
Göz kapaklarına sürülür uykusuzluk
Kabuklaşır umutların dar pencerelerde
Herkesin bir şarkısı vardı
Kitapların arasında altı çizik bir cümle
Üç beş satırlık şiir ezberinde
Herkesin dudaklarına bulaşırken yağmurlar
Gök rengine bürünürdü gözleri
Göğsünden bulanır insan hayata
Sonra genzine taşar ekşi bir tat
Soğur gözünde günden güne dünya
Buğulu bir aynayla karşılaştıkça her sabah
Sen bir trenle gidersin
Ağır aksak tıkırtıları vurur kulaklarına
Üzerine uzanan eller yolceder seni
Saatin sinsi tiktaklarıyla
Sen bir trenle gidersin
Bölümler içinde demir raylar ezer
Kepenkleri kapalı evimin
Köşesinde iki testi su dolu kuşlara
Kapı kenarında kırıntıları ekmeğimin
Bekleyeni bile var
El etek çekmiş çeşmeler akmaya
Körpe bir aydınlık sinmiş odalara tavan arasından
Hiç şiirim olmadı bu hayatta
Bir papatya kopmadı mesela
Açık uçlu satırlar bıraktı beni
Kağıtlar gibi kırıştı yüreğim
Hiç şiirin olmadı bu hayatta
Bir yürek adanmadı korkudan
Bir günahtan bin aha dönmüşse gönül
Perva eyle gözü dökülsün nameler
Dil biryan olmuşsa
Açık değilse nutkundaki ıssız düğüm
Kıpraştır dudakları duayla karışsın kalabalıklara
Ey kör kütük nefsim bitmek bilmeyen arzular
Hırıltıları olur insanın hani
Yastığın mendil yorganın saramadığı yanı
Geceyi mesken eden bakışları
Kimi tavanı kollar
Kimi zaman pencerenin bir kenarını
Sarfedilen bir zamanın kalır
Seyrim içinde seyri sülûk
Gözlerimde bir oluk
Kalbe dokunup
Diyelim hû
Döner vücut söner ruh
Dilden kalbe vur
Başarılar, sevgili kardeşim.