Adın gurbet senin gözlerim
Dökülmüşken yaban ellerde
Sızmak ne diye içten toprağına
Bütün kırgınlıklar üzerinde
Toplan gidelim şafak sökmeden
Dökmeden ağaçlar yaprağını
Biz sadece gidenlerden olduk
Ilıyan çayın yudumlarıda yetti
İçimizin titrek gözümüzün buğlu
Dilimizin kıvrak olmadığı insanlardan
Uzağa
Biz sadece gidenlerden olduk
Başımı alıp gidesim var
Sivas'ı ayaklarımın altında koyup
Hafif esintisinde titreyesim
Sessizliğe bürünüp bu bahar akşamları
Tek ağacın altında dinelesim var
Bir gidesi tutar bulutlar gibi
Çarpışmadan gürültüsüz çıngısız
Yağmur ve rüzgar bile alınır
Odalarda birer mum ışığı
Kapılar eksik kalır örtülmeye
Perdeler gelinceye kadar çekili
Dağlara hoyratça çalan sesin değişti
Hangi yankılar bu kadar yanık
Türküler biriktirir içinde
Sesinde titrek bir yay
Vuruldukça titretir yüreğimi
Sen akşamların sefih mekanlarında
Uykuların en hoyrat çalımlarından atlamak
Yığın tanelerinde bulmak seni
Sessizliğin en kuytu köşesindeki
Uzaklaştıkça bir noktaya bırakır kendini
Karalı sayfaların kalın kapakların içindeki
Bir insanı aralarken gözlerin
Ey maviye karışan kanatlar
Çırpınıp uzaklaşın gün rengi ülkelere
Güllerin rengi soldu günlerin dengi yok
Soğuk bir akşam serinliğiyle
Çarpıtıp rüzgara umutlarınızı
Ruhum senden ötesiz
Sessiz
Bir dalın ucunda uçacak güvercin
Yaz memleketlerine
Ayaklarımda niteliksiz şiirler takılı
Gönlümde kalemler asılı
Kurcalardı dalkavuklar içimdeki çıkmaz sokakları
Şafaklarımdan irtiler halinde boşalırsa kan bil ki sendendir
Sendendir yazı solduran yapragın sarı tonları
Bu çelimsiz adımları dolandıran kaldırımlarda
Kuduz itler gibi hırlaşan bir kavganın içinde kalırdı rüyalarım
Uyandığımda son bulurdu bahar
Gözlerimin oyuklarında gölcükler
İçinde umutlarımı sevinçlerimi biriktirdim
Açsam dağılacak kirpiklerime
Bütün güzelliği bozulacak göz bebeklerimin
Gözlerimin oyuklarında gölcükler
İçinde güller karanfiller yetiştirdim
Başarılar, sevgili kardeşim.