Evden barktan eksilmiş yüzüm
Kuşlar göç etmiş çoktan penceremden
Köpeğim yadımış sesimi
Bir misafir gibi odalarda dolanıp durduğum
Bu ben değilim sanki
Zaman neleri değiştirmemişki
Saçlarına karlar yağmış
Gözlerin dünden kalan yağmura kanaatkar
Siniler gönlün hasret kokan baharı
Açan nergizi gülü seyre dalsada gözlerin
Daldığın denizinde boğulacak bir yer bulsam
Mendil olsam suverenlerine güzel
Loş lambaların altında bir başıma
Bir yaşına daha girdi gözlerim
Uzağın buğlanan taraflarından kiraladım
Def tutmuş yüreğimle
Seni hayalen seyrindeyim
Kimler geçmediki şeritlerden
Göğsünü göğe dayamış ayçicekleri
Kafasını güneşe
Bir bakıma hasret serpiştirmiş çekirdeğimden
Yerlere
Sarıdan yeşilden bir renk cümbüşü içinde
Yollara serilmiş kimi gövdeleri
Halbuki insan bir yaz akşamı üşür
Kırılgan vazolar dizilir masasında
Sevmek için koparılır canlı çiçekler
Sevilmek için kurutulur vazolarda
Halbuki insan bir yaz akşamı üşür
Sen ayrı yerlerde
Ben ayrı yolarda
Gözlerimde bir perde
Göremez olmuşum
Kimler tutmuş yolumu
Kimler hoyratça düşmüş
Pusuya düşmüşken bu yalnızlık,
Bu koca sokakların kalabaklarında,
Kaybolasım gelir.
Kaldırımlarda, sessiz adımların sayıldığı,
Ruhlar, ruhsuzlar dolanır gözümde,
Hayal meyal.
Bu hassas ruhun kabzında
Almamış yara bırakmadınız
Bir kabuk bağlasaydı umutlarım
Bir kabuğundan çıksaydım
Hayat
Köşe bucak dolaşacaktım mutlulukları
Yorgunum herkes kadar
Bir kitabın başından sonuna
Bir çiçeğin boy vereceği zamana
Belki bir bebeğin gülüşünü göremeyecek kadar
Çekilmiş göğsümde yaşamın ağır sorguları
Vakti ermiş bir yalnızlık serpiliyor akşamlara
Ey uykuya darp ettiren heceler
Sığ bir daldan taşsanız
Taşırsanız bir gözden yaş
Kirpikler size boyanır
Yanaklarda al
Gamzede bekleşir acılar
Başarılar, sevgili kardeşim.