Yiğit muhtaç bir lokma ekmeğe
Ekmeğini kazanacak işe
İşin gerektirdiği gayrete ve umuda
Umudu soldurdular be gülüm
Yoruldu emekçiler
Karınca gibi azimle çalışan
Varsın üç beş yasak oluversin,
Varsın o yasakların arasından sızıp seveyim seni
Hatta yasaklarınla birlikte seveyim...
Sanki seni sevdiğimi kim biliyor ki?
Benden ve sevgili şahitlerim
Dağlar,
Yaktım bir kandil,
çıra
pervane oldum sonra.
Üfledim arkasına isine şaştım sonra.
Kıldan inceydi kılıçtan keskin bütün edalı yalvarışlar
Bir bakışa,
Göğsümün kara kutusu açılsa,
Sözler saçılsa,
Anılar öpse alnımdan.
Sevsem yeniden,
Gelin etse beni,
Allı pullu,
Ben bir karanfil ustasıyım,
Kırmızıya boyarım yapraklarımı,
Kendi yüreğimle örselerim özenle.
Seviyorum,
Yekpare olamıyorum,
Karanfil gibi biraz dağınık,
Dur!
Sabah olmuş,
Hangi ara olmuş anlamasamda...
Dur hele!
Benim bir kavgam vardı,
Kavgam,
Tırtılken,
Kelebek olmanın sarhoşluğunu,
Yaşıyorum sanki,
Böyle sabahları.
İçim başka
Kıpır ,
Yok böyle bir sevmek,
Demek isterdim ama
Var böyle bir sevmek.
Göğsümün ortasında
Çırpınıp duran bir kelebek söyledi.
Sevgiyle döşediğin yollarda yürümekti hayat,
Biraz çekirdek çitlemek belki,
Takılmadan olana bitene...
Takıp takıştırmak,
Sürüp sürüştürmek vakit varken,
Saat ya ölüme beş var,
Ah yine küçük kır çiçekleri göğüslüyor
Göğün göğsünü...
Oysa Dünya çok genişti...
Feryat figan doğuyor Güneş yine,
Kaçamamış oda,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!