Kapı çaldı alacaklı gibi,
Açtım baktım kış gelmiş...
"Yine mi?" dedim,
Korktum,
"Şimdi nereden çıktı bu diye?"
Sorup durdum kendi kendime içimden...
Çıkarıma uydu,
Kitabına uyduramadım.
Seni sevmeyi.
Sahi nasıldı
Bu işin kitabı?
Kitabını yazanlara sormalı.
Papatyaları ezen insanlardan korkuyorum Amelia,
Bunların derdi fal bakmakta değil,
Mevsim bahar bile değilken,
Korkuyorum Amelia...
Yok mu yüreğinin kuytu yeri?
Sakla beni,
Anladım ki bazı kuşlara ne yapsan da özgürlüğü öğretemiyorsun,
Kafesten çıkınca öleceklerini zannederek küçük Dünyalarına dönüyorlar...
Kıramıyorlar döngüyü su testisi su yolunda telef oluyor,
Oysa ne su var,
Ne sucu...
Kuşlar dostum,
İçimdeki kuşlar tüneyecek dal bulamaz olmuşlar,
Kesmişler ağaçların bütün dallarını,
Söyle bir dal görürsen...
Bir hasret biriktirdim.
Köpüklü, dalgalı,haykıran, coşkun bir deniz oldu
Sen belki martı olursun şu gönlüme,
Uçarsın üzerinde ara sıra.
Simit atarım sana,
Hasretime bandırıp diye.
Özgür masallarımız olmalı.
Çocuklarımıza bırakılabilecek masallar.
Ucu umudun mürekkebine banmış,
Kalemle yazılmalı.
Devlerde olmalı, prenseste,
Kötü cadılar hep yaptığına pişman olmalı,
Mevsiminde yağmayan yağmuru ben neyleyeyim?
Mevsiminde açmayan çiçeği neyleyeyim?
Sen açtın bende,açmak istersin de;
Ben de seni koklamaya yürek gerek.
Mine Yılmaz Sevinç
Ben her gece kelimelerimi,
Süzüyorum yüreğimden.
Sadece seni anlatanlar,
Kalıyor yüreğimin süzgecinde.
Satır oluyorlar sonra şiire,
Gözlerinin buğulu minesine kat beni.
Gökyüzüm olsun gözlerin bana.
Sıcak yuvam olsun koynun bana.
Evim, ocağım ol.
Mineler harelensin yüreğimde.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!