Ne teşekkür edebileceğin biriyim,
Ne veda edebileceğin biriyim...
Ben senin kalbindeki en derin yarayım,
Hatırladıkça belki iyileşir ümidiyle başa dönmek isteyeceğin,
İstedikçe erişemeyeceğin...
O kadar imkansız, o kadar sevgili...
Sakin bir bahar istemiyorum.
Her ağaçtan farklı kuş sesleri,
Her dereden ayrı şırıltılar
Duymak istiyorum.
Sesler birbirine karışsın.
Kafamda bir sürü soru işareti,
Aklım karışık olabildiğince.
Yarınım, bugünüm,
Aşım, ekmeğim,
Sevdiğim herşey.
Bir belirsizlik bulutunun içinde.
Oğlum çok pis aşık olmuşum ya,
Napıcam bilmiyorum.
Yürüsem bulutlar takipte,
Otursam fazlayım mindere,
Yatsam yastıklar kaçar olmuş sarılmalarımdan.
Sus pus olmuş,
Koyun postlu, zil zurna sarhoşlar.
Dünyayı sallıyorlar ,
Haberleri yok.
Ses yok, tin yok.
Gökkuşağından geçtim,renkleri soğurdum geldim.
Yollarına serpildim, derle, topla aşk eyle.
O ne güzel bayramdı, gülüşünde saklı olan.
Canım diyişinle saklandığı yerden çıkan.
İki kaşının ortasında bir telaş
Var ,
Uzakça bir meltemin araladığı
Göğsüne çarpan esintideyim.
Tenin duyar arzularımın sesini.
Bir savaşım var ,
Savaşla.
Yandaşlarıma çağrılarım.
Kuşanın sevgileri,
Çağırın ağzında,
Zeytin dalı taşıyan
Mektubunda "Senin şehrinde havalar nasıl?" diye sormuşsun,
Benim şehrim diye birşey yok artık,
bil istedim,
Eskidende yoktu,
Memleket kavramını geliştiremedim bir türlü,
Sorunca birileri "Memleket neresi?" diye,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!