Mesut Yüksel Şiirleri - Şair Mesut Yüksel

Mesut Yüksel


İnsanlık, hakiki yükselişin eşiğinde;
öfkenin azgın atını iradenin sağlam dizginleriyle
sükûnete erdirmeli.

Kırılgan ahlak, kristal bir vazonun narinliğinde,

Devamını Oku
Mesut Yüksel


Aynı dalda duran, iki kuş profiliydi sevgimiz.
Baharın gelişiyle yeniden can bulan,
Aynı yöne çırpardık kanatlarımızı,
Ufka umut taşırdık, bulutlarla yarışarak.

Devamını Oku
Mesut Yüksel


İlkçağın doğusunda uyandım bilgiye;
göğün sessizliğini yaran çocuk adımlarımla
çağların eşiğine vardım.

Anaximenes yükseldi sislerin içinden;

Devamını Oku
Mesut Yüksel


Habil’in kanı sızarken toprağa,
belirsizdi henüz ölümün yeri.
İnsan, kardeşini bıraktı boşluğa;
dağ sustu, yer sustu, gök sustu...

Devamını Oku
Mesut Yüksel


On beş yaşındaydı henüz.
Arjantin’de,
bir yanardağın soğuk alnında bulundu.

İnka’nın kadim inancında,

Devamını Oku
Mesut Yüksel



İlk çağlarda,
zaman henüz adını bilmezken,
tabiatın kalbinde uyandım.

Devamını Oku
Mesut Yüksel



İpekyolu’nda bir gölgeyim ben,
sabahın ilk nefesi ipek gibi
içime dolar.
Katırların sırtında sessiz bir ney gibi

Devamını Oku
Mesut Yüksel


Sonsuzluk bir aynadır aslında,
İç içe geçmiş aynalarda silüetler;
Her birinin zamanı başka yerde,
Süreğen bir yanılsama sarar benliği.

Devamını Oku
Mesut Yüksel


Şimşekle vaftiz edildi doğduğu gece;
göğün nabzı attı, yeryüzü irkildi.
Annesinin duası çarklara sindi,
babasının kelâmı evrene döküldü.

Devamını Oku
Mesut Yüksel


İşsiz adam yine uyandı,
yeni bir sabaha, puslu ve soğuk.
Basit kahvaltı önünde:
üç zeytin, az peynir, bir fincan çay.
Cebine baktı sessizce:

Devamını Oku