Mesut Yüksel Şiirleri - Şair Mesut Yüksel

Mesut Yüksel


Semerkant’ta bir taş yerinden oynadı önce;
gölgem bir kılıç gibi düştü ipeğin kalbine.
Ben yürüdüm,
ufuklar daraldı, haritalar çatladı avucumda.

Devamını Oku
Mesut Yüksel


Sessizliğin hüküm sürdüğü
eski bir kütüphanede dururum;
ceylan derisinden örülmüş bedenimde
tarihin damarı güçlüce atar.
Ben, çağların nabzını tutan,

Devamını Oku
Mesut Yüksel


Rüzgârların unuttuğu yorgun bir liman,
sessizce taşır çağların ağırlığını.
Çürümüş gemi iskeletleri bekler geceyi,
vakur nöbetçiler gibi suskun durarak.

Devamını Oku
Mesut Yüksel



Arnavut kaldırımlı bir sokağın,
zamana açılan damarından geçer,
ahşap tekerlekli arabasıyla
eskici.

Devamını Oku
Mesut Yüksel


Eski bir kentin sokaklarında
dolaşıyor gezgin ruhum.
Viranelerde yankılanır
geçmiş sevdaların hikâyeleri.

Devamını Oku
Mesut Yüksel


Eski Mısır’da
bir köleyim ben;
taşa sinmiş
soluk bir hatıra.

Devamını Oku
Mesut Yüksel


Nil’in sessiz kollarında,
Binlerce yıl hüküm sürdü bir medeniyet.
Sırlarla dolu taşlar, hala fısıldıyor.
Hiyeroglifler işlendi, duvarlara dantel gibi.
Sfenksler oyuldu, devasa kayalara.

Devamını Oku
Mesut Yüksel


Eski Roma'da bir gladyatörüm.
Başımda çelik miğfer,
Elimde tılsımlı kılıç,
Kutsal bir tanrı heykeli gibi
Dövüşürüm kanlı arenalarda.

Devamını Oku
Mesut Yüksel


Bir rüzgar esiyor.
Başlıyor kurumuş yürekler sallanmaya.
Havası boşalmış top gibi olur yürek.
Sevda yoksa içinde.

Devamını Oku
Mesut Yüksel


Yalnızlığın kıyısında,
ruhların istirahatgâhında,
sana dair izler arıyorum.

Burada sadece rüzgâr,

Devamını Oku