İstanbul Doğumlu olan şair, Etiler Lisesini bitirdikten sonra, Anadolu Üniversitesi, Kamu Yönetimi bölümden mezun olmuştur. Daha sonra, İstanbul Üniversitesi, İş Sağlığı ve Güvenliği Bölümünde Yüksek Lisans yapmıştır. Bir Süre İnsan Kaynakları Uzmanı olarak, bir holding'de çalıştıktan sonra, 2015 de, İş Sağlığı ve Güvenliği sektörüne geçiş yapmıştır. Halen, A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı olarak çalışmaktadır.
Adalet… İsmiyle doyar açların karnı,
Solur mahkûmlar nefes gibi onu;
Güven iner varlığıyla sokaklara,
Bir ışıktır, yaratıcıdan insana.
Bir sessizlik doğar içten,
gizli bir kaynak gibi dolar,
taşar ve kıyıya varır,
sonsuz bir dua gibi yayılır.
Bir keşiş yaşardı Akdamar’da,
taşın ve suskunluğun koynunda.
Yanında Tamar vardı,
Van Gölü’nün sabahı kadar duru.
Geçmişin ağır travmaları,
yaralamıştı ruhunu;
Savrulmuş bir hâlde,
kayıp parçanı arıyordun.
Kusursuz bir sevgi yok derler, sevgilim.
Ben tüm kusurlarımızdan sıyrılarak,
Seni kusursuzca seviyorum.
Bir Pantheon zarafetiyle,
Bir kır evinde uyandım,
Akasya ağacından süzülen gün ışığıyla sabaha.
Kuş cıvıltıları eşlik etti kahvaltıma.
Kelebekler çiçeklerin üzerinden uçarak
Omzuma kondu, zarifçe kanat çırparak.
Eski bir tiyatro sahnesiyim, zamanın ötesinde;
burada yankılandı en görkemli oyunlar.
Yüzlerdeki mimiklerde yaşarım,
roller benim sessiz ve kadim sırdaşlarım.
Akşamın mor gölgesi inerken sessizce,
ağaç dalları kuşları ipek bir uykuya bırakır.
Şehirde ince bir ağıt yükselir ağır ağır;
gök, kendi kalbini dinleyen bir yasla dolar.
Bir atlasta figürüm ben,
Seni arıyorum, yönsüz bir rüzgâr gibi.
Önce geçit vermez dağlar yükseliyor karşıma,
Sonra azgın nehirleri, sessiz gölleri aşıyorum.
Yokuşun başındaki taş döşeli düzlükte
tarihin nefesiyle yoğrulmuş bir çeşmeyim.
Yıllardır akar sularım, berrak ve serin.
Her damla fısıldar anıları
zamanın kulaklarına.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!