...
Halbuki biraz sözlerime ihtiyaç duyar gibi yaklaşım içinde olsaydı,elbette benim onu sayısızca bir gördüğüm gibi
onun da beni eşsiz bir varlık olduğumu ve yalnız onun için yaşadığımı idrak edebilirdi.
Fakat gün geçmiyor ki,sevgili aşkım -canımın içi göz pınarlarıma acımasızca bir çöl edasıyla sözleri ve tavırları sergilemekte
hiç de geç kalmıyordu.
Ancak ben aziz günlerin hatrına sustukça susuyordum.
Kızmıyorum hiçbir şeye
Sevdiklerime kırılmıyorum
Artık gitme vakti geldi biliyorum
Üşümeyeceğim
Ve giderken veda etmeyeceğim
Kuşlara,uçurtmalara dokunmayacağım
Sevgim, boşlukları doldurma heveskârı bir avcı değildi...
Alenen yaşarım ben; güzel ve doğrularla -tersi yönden de hiç korkmaksızın...
Sevdiğim kadar hesap istemesini bilirken vermeyi de bildiğim kadar hürriyet dolu -doludizgin yaşarım ben;
Çünkü benim sevgi anlayışım kırıntılardaki ayrıntılardan daha fazlasıydı...
Demek istiyorum ki; profesyonellik ve amatörlükle ilgilenmiyorum...
Simit,ve evde pişirilen sevgi çayı,
Aile poğaçası,geniş aile kurabiyelerini,
Dertli çaydanlıkların dost türkülerini,
Odun sobasının uyurken bize göz kırpmasını,
Yağmurların çıkardığı kuş seslerini,
Sislerin bir yanıp bir sönen ateşleri anımsatmasını,
sana güzel vedalar getirdim;
sonbaharın yapraksız dallarından,
kışın gözyaşlarından,
sonların hazin dilinden,
ve mecnun'un kervanından-
leylâ'nın kalbinden...
Ya önümüzde iki seçenek olmasaydı?
Ve tam ve sağlam ölümün dahi doğumdan hiçbir farkı olmasaydı...
Yine de diyebilir miyiz, "her zaman bir seçenek vardır"
Peki ya, sürüklenmenin önüne geçecek hiçbir seçenek kendinle beraber başkalarını da iyileştiremiyorsa...
Ve güzelleştirmiyorsa.
Ve çirkinleştiriyorsa...
Arada sırada çapalanmış bir toprak gibi,hissedebilirsin kendini
Ve seninle öğünen bir aşk da olmayabilir
Onlar ormana kaçışan fareler gibi,de olabilirler
Ya da birer kaplan
Onları çerçeveletip duvara asmak
Ve her gün yüzlerine bakıp küsmek yerine
Ben onca kalp ağrılarını,
Kırıklarını terkip ettikçe,
O hali bir bakışla yaklaşırdı
Resmime.
Mavi mendil elinde
Bak,
Ben var ya ben;
Ben hayatın yarısını ölmek istercesine-
Yarısınıda mapustan çıkmışcasına, özgür yaşarım...
Ben mi yaşarım sadece?
Hayır, hepimiz böyle yaşarız;
"Bu memleketin bekâsı sevgisindedir; kinle- hırsla donanmış vatansızların da değil! "
kahırede buyumek hakkınde sorularım var ıznınızden