Acılar birikmiş
Hep eski şarkı
Yaban göz dikmiş
Bağlaya arkı
Bozgundur yaşanan
Sırdır sakladığım çocukluğumdan
Beslendim, taşıdım koynumda seni
İzdir bıraktığın çağa doğumdan
Süslendim, taşıdım koynumda seni
Şehri Erzurum'un ıslak taşında
Bekle Bingöl'üm
Bingöl‘üm! Kalbime dokundu bu sır
Öyle bir gurbet ki, sanırsın asır
Yanık türkü dedim; ozanlar esir
Bahar yürüyüşüm, kapına doğru
Nasıl bilsin yalnızlığım?
Gelen hüznün ta kendisi
Eski çağdan kopup gelen
Aşıkların efendisi
İliklerime doldun candan özge ölüm hey!
Hüküm giymiş gönül telim
Bülbül'ü ağlatır dilim
Tahtıma Baykuş üşüştü
Emeğime fiğan düştü
O, anı yaşayacağımı tahmin edemezdim
Kırık duygularla tenhalarda yüzleşme
Birden kapaklanıverdi üstüme zaman
Bütün hücrelerim isyan dolgunluğunda
Tetiklenmeyi beklerken geleceğim
Karşıma çıkıverdi korkuyla göğüslediğim o, an
Ellerim gömülürken karanlıklara
Topraklar yanıyor susuzluğumdan
Bulutlar yaşıyor sensizliğimi
Hıçkırığa boğulurken gözleri
Küskündür fırtınalara
Su yerine rengi kan
Birinci bölüm:
Terör denen bu belayı
Dağlar, taşlar lanetliyor
Binbir kusurlu olayı
Dalda kuşlar lanetliyor
Haber salıp ötelerden
Anlıma kurulan yarim
Çevremi saran tellerden
Gelip beni bulan yarim
Sürgünümde biten çiçek
Dünyayı yutuyor yalan
Toplum yaşıyor heyelan
Nerde tarihinden kalan
Vakit tamam, haydi davran
Tohumlansın artık toprak
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!