Maveradan süzülerek damlaları yol etsem
Gözyaşımı akıtarak bedenimi kul etsem
Merdiven mi dayamalı belalı gecelerden?
Masalım mı dinlenmeli ihtiyar bir dededen?
Bre yiğidim!
Bre yiğidim!
Sen gideli; gönlümüzde pınarlar dindi
Gözyaşları akmaz oldu çatlamış dudaklara
Sen gideli atımız yorgun, nalları aşınmış
Nefsimin limanında yaktım gemilerimi
Bir güz güneşinde doğrulup, düştüm yollara
Kaygılarda dört yanım, sarmış derinlerimi
Özlemimi topluyorum, sunmak için kullara
Yüreğime hükmeden hitabında haklıdır
Bir masal gemisi yüzsün sularda
Gurbet denizimde dinsin dalgalar
Göz kıvılcımından evim yananda
Gönül sürgünümde gülsün aynalar
Her ah çekişimde ağarsın saçım!
Kapımı çalarken bela tokmağı
Yüreğimde dağlar kahır yumağı
Bitmeyen bestemde ölgün ağıtlar
Hazan mevsimiyim sönen umutlar
Baharı ararken düşen izlerin
Yolumu kışına bağlayıp gider
Gözümün rengine dolan gizlerin
Sel olup içime çağlayıp gider
Yüzümün akıyla ulaşsam sana
Ürküten manzaranın korkusunda duygular
Sokaklar kan kokusu, geliyor uğultular
İsyankâr kahkahalar yayılırken derinden
Hülyalı bakışları kaybolmuş gözlerinden
Sahipsiz çığlıktır, işte duyulan
Soluklanmak ister koşmaya beden.
Sığınak ararken benim soyulan
Derttir, sırtımıza vurulan neden.
Yel savurur, saçları gür
Kurulmuş yamaca, özgür
Bozkırın delikanlısı
Gözlerine bak; yiğit gör
Sabrı muhabbete katan
Kırlarda uçuşur mor Kelebekler
Renk cümbüşü san ki bana yeryüzü
Adım adım içli seyyahı bekler
Mateme bürünmüş durgun emekler
Belaya uğramış ararken düzü
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!