Yüreğine çarpan hıçkırıklardan
Gerçeğe uyanmak vaktine sığın
Dingin günler çıkar karanlıklardan
Yolları açacak hak yığın yığın
Üşürsen sırtını sarın dağına
Nerdesin sevgili, sevdamın adı
Ağlayan gözlerim yollarda kaldı
Emanet, nasipsiz kullarda kaldı
Beyazları büründük gel artık
Kışlar ile göründük gel artık
Günah kokan bir dünya, esiri olmuş bedenler
Kimi kendin salıvermiş, kiminin derdi nedenler
Öyle bir dağ oluşmuş ki, sanki patlayacak her an
Zerresinin ağırlığı taşımaya yetmez güman
Ey sevgili! Adın mı beni benden ayıran?
Ahvâlimle bir olup hicranımı duyuran
Her hâlime sararım saldığın sözlerini
Nehirlerim boşaltsın siyahi gözlerini
Gönlünün ufkunda ışık bulunmaz
Gecenin gözünde yaş bağlı durmaz
Akınca tutuşur hicran demeti
İçinde kaybolmuş, sözü durulmaz
Yitirdiği yanı dilinde saklı
Yeni bir sürgün akşamı
Bir rüzgâr eser, hırçın
Gündönümü vaktinde kalbimin ülkesine
Yeniden başlar sürgün
Gökler solgun ve gergin
Bu yalnızlık resmidir
Unutmak mı dedin onu, yabancı?
Yollarda kervanı gözetleyenim
Kuşatmış çevremi ürperiş, acı
Akşamı sabaha sürükleyenim
Dilim kanatırken gurbet ve sancı
Bismillah
Sönük heyecanlar düşmanım benim
Yaşanan buhranlar gözüme perde
Gurbet dokuyorum sığınağımda
Kaygılar bekliyor kapılarını
Siyahı tattırır özlemin adı
Korkuya tutulmuş sol yanım benim
Aşksız sevgilerin dolmuş miadı
Celladı kızdırır beyanım benim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!