İstanbul
Hayallerimin şehri, derin efkârım
Ben sana tutulmuş son sevdakârım
İstanbul
Gel gidelim bizim ele yar yar
Dağlarına çakal gelmiş bilesin
Gül ekelim bizim ele yar yar
Bağlarını nazar delmiş bilesin
Bizim ele bahar gülmez, yaz gelmez
Davet bilip doğruyu
Çekilecek ağrıyı
Düzeltmeye eğriyi
Baş olan cana kurban
Gül kokan bağımı diken bürüdü
Umut iklimine hazan yürüdü
Gözlerinden düşen bana sürgündü
Sırtımdan çilemi kime vereyim?
Bilmiyorum ne diyara gideyim?
Bir diyar düşünün, gözlerinde kar
Yağdıkça gönlüme mahpusluk akar
İnfazın bekleyen mahkum misali
Üstüne sızacak ışığa bakar
Göç doğuran mevsimlerin anası
Kulak tırmalayan bu hoyrat sesler
Karanlığa mahkum bir ruhtan gelir
Kirliliğimizdir kokan nefesler
Bataklığa dalmış güruhtan gelir
....................................................
Sevda can
Gözlerime değdiğini biliyorum
Biliyorum, bütün gözelerin kaynağına vurulduğumu
Bulanıkken nefesinle durulduğumu
Susuzluğumun kırbasına çeşmenden dolduğumu
Kirlendin, güneş'i ararken yerde
Çöllerde kayboldu tutunduğun yol
Ey toprak, yiğitçe duruşun nerde?
Beden hastalıklı, ağırlaşmış kol
Pervasız bakışlar zeminde diken
Uzaklara uçururken hasretimin kuşunu
Yüreğimle tırmanırım gönlümün yokuşunu
Derdim dile gelse eğer, âlemi tufan yutar
Bilen olmaz gurbetimin dikenli vuruşunu
Yaban esen hudutlara bağladı o yâr beni
Tarifidir dünyanın, zindanların anası,
En çetin savaşlarda var oluşun kavgası
İşte hayat arkadaş, bir ileri, iki geri
Kardelen yaprağında şimdi kan lekeleri
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!