Oğul! Sana bir nasihat edeyim
Atanın izinden ayrılma oğul!
Evladına olsun sabır dileğim
Efkâra gebedir bu gün duygular
Gözlerimden uçar deniz kuşları
Ağlarken sesimi gülle boğdular
Bahtıma yazdılar mor yokuşları.
Bir not düşürdüler fermandır diye
Karanlık sarmış her yanın
Çalar kapını rüyanın
Akıl sızım, gurbet yüzlüm
Değişmezidir dünyanın
Aşkı koklamaya geldim, bekletme kapında beni
Yitirdiğim baharımdır, harceyle yapında beni
İklimleri şahit tutup kurdum gönül otağımı
Gözlerinde yer edinip sermek için yatağımı
Gül-i ruhsar! Nazarınla aşk oduna pişen benim
Kin yayılır yeryüzüne Kabil'lerin ellerinden
İbrahim'i sevgilerin soylu mayaları bitmez
Elemlerin iniltisi hissediliyor derinden
Bozguncunun üflediği ateşler yakmaya yetmez
Su, sabahın habercisi,akıtılıyor toprağa
Şafağa türkü yakılsın
Yaşlar boğsun geceleri
Surlara gedik açılsın
Yıkılsın şirk kaleleri
Başlasın gül devirleri
Diken yüklü yollarında arıyorken izini
Azığım yok, aşamadım o mahşer denizini
Saçlarımda ak mevsim, yaşlarım olmuş göze
Gönül ferman dinlemez vallahi gelmez dize
Beynimde dolaşırken sülün gibi belalar
Tuzağında bekliyordu gözü dönen akşamlar
Cehennem dalgaları yenilgi denizinden
İhtilâl nağmeleri duyulur gökyüzünden
Zeytin gözlü güzel: Kudüs
Ey peygamber kokusu, bereketin tarlası olan sevgili!
Toprağında açan dua tomurcuklarınla
Konarsın her gün, beş vakit yeryüzünün ellerine
Râyihan yayılır gönül burçlarımızın üstüne doğru
Her yeni doğumun sancısında sen varsın, sen
Gülüm!
Seni koklayamayışım; gözlerinden bilesin
'Gözlerin gözlerin
Bende yandı gözlerin
Yüreğime bel vurup
Aşkı sundu gözlerin'
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!