İçimdeki arayışım, yüküm ki ağırdır bu gün
Mecnun gibi derbederim, Leyla'm ki sağırdır bu gün
Akşamları can şehrimde tutunurum duraklara
Sarınırım parklarında derdimle oturaklara
Aşkın tarifi zor, neden ve niçin?
Dilden dile dolar, söze karışır
Gönülden gönüle yol bulmak için
Habersiz bakışan göze karışır
Gönül gözesidir, kaynar derinden
Bir mukaddes kelâmdır beş vaktimde okunan
Bembeyaz bir sesleniş, ipek gibi dokunan
Yalnızlık sokağımı aydınlatan bir kandil
Ne ırk, ne dil farketmez, insanlığa anadil
Gene gama döndün yüzünü, gönlüm
İçindeki volkan beni öldürür
Doğumdan bu güne beklenen; ölüm
Kabir kapısında son kez güldürür
Sabreyle, gecene aydınlık doğar
Ey Gazze!
Asrın firavunlarına dalgalanan bayrağım
Sen sabahı tutan şafak
Gerçek fecirlere bestelenen sesimsin
Mısralarım kapısında bekleyen hüzün fırtınası
Ruhumda esiyorken hasretinin rüzgârı
Kavrulan çöllerime sağanak ol olda gel
Gülizarı terk etmiş ehil hizmetkârları
Kuruyan güllerimin rengine dol dol da gel.
Dokunsam kaybolacak esrârlı rüyalarım
Gözlerim seyre dalmış yıldızlar ülkesini
Gökyüzünde heyecan var, hissettim busesini
içimdeki dalgaların okşadığı yüreğim
Asla vurmaz sahile vaveylamın sesini.
Duyunca acı haberim
Kavrulasın gönül seni!
Uğrarsa sevdamın yeli
Savrulasın gönül seni!
Kapılsan bela seline
Ülkemin tahtında ki sultanısın sevgili!
Gittiğin gün, gönlümle savaştım gözlerinde
Yıldızları ağlatıp, sundun bana matemi
Yüreğimle rengine karıştım gözlerinde
Elveda
Korkumun baş müsebbibi
Gurbet yüklü gözlerin elveda söyler gibi
Izdıraplar denizimde dalgaların efendisi
Yenilgimin kavgasında aşkımın gür ifadesi
Sevgili!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!