Azığımsın gece gündüz
Gözlerime yansıyan yüz
Gül kokulu nazlı gülüm!
Söz eleğinden beni süz
Sensin geceme doğan ay
Yüreğimde raylar figan ediyor
Nerdesin gurbetin nazlı treni?
Çakıl taşlarında Baykuş ötüyor
Nerdesin gurbetin nazlı treni?
Uçuyor her vakit hasret kuşlarım
Güneş bize küsmüş gardaş
Ayaz vurmuş don sevdamız
Birlik bize süsmüş gardaş
Mahzenlerde son sevdamız.
Nice bozgun gördük gardaş
Gözümden alır rengini
Unutamam ahengini
Kimse bulamaz dengini
İline kurban olduğum
Gönle dokunan sesinin
Selam olmuş dizelerim
Kanatlanır yâre gider
Kaynar olmuş gözelerim
Dalga vurur yere gider
Yâre gider yâre gider
Yeryüzünde varlığın kan kırmızı sevdadır
Yokluğun yenilgidir, Uhud’u yaşar gönül
Önümüzde engel var her biri bin yaradır
Hüznün gözlerimde yaş, sel olur, akar gönül
En garip bedduayı yakıyorken bedenim
Yüreğimde göçük var, bastığım kaygan zemin
Karamsarlık yazılı bestesinde dizemin
Takip eder gölgeler, günah sokulmuş izime
Mücrim bir kulum, irin akar denizime
Çığlığımı duyarak yüreğime konan serçe
Alevimde yanmamaya çırpar kanatlarını
Dara çeken mısralar sahibine vurur pençe
Yıkıntımın toz bulutu sarmış yüz hatlarını
Şimdi kaldır başını külümün rengine bak
Çaresizlik ipine tutun, Yusuf hüznüyle
Kalbinin yamacından soluklarsın gerçeği
Anlarsın, bakabilsen; bir mecnunun gözüyle
Ansızın bahar olup, yeşeren geleceği.
Yüreğimle yollarında
Yüreğimi saçlarına kelepçelediğin gün
Sana doyamamıştım
Ellerimi ellerinin üzerine koyamamıştım
Ve, şehir ağlamıştı benimle
Islanmıştım Nisan'ın gözyaşlarında
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!