Sular da sevda çeker
Dertleşir şadırvanla
Ansızın çıkar gelir
İhtiyar bir zamanla
Yüreğimin musluğundan dökülen
Ayazla donar tenim, kendimi anlatamam
Sabırla filizlensin toprağın âşıkları
Bu hengâme içinde yan uzanıp yatamam
Gönüllere döşensin sabahın ışıkları
Muradımı taşıyan gerçeğe otağ kurup
Adında gül kokusu, Muhammedi, Mehmedin
Müjdeler sana atam,filizlendi Ahmedin
Sevap terazisinde ağırlık senden yana
Şeref süsü,şehitlik ve gazilik sermedin
Gerilen yüz hatların düşmanını korkutsun
Korkuyu çarmıha germiş
Zehir soluyan bedenimi görür gibiyim
Renklerden siyahı sevmiş
Kederime düğün gibiyim
Celladın kırbacı şaklarken yüreğime
İzinsiz açtığım sayfalara özür gibiyim
Söyletir gurbeti bu genç yaşımda
Sevda menzilinde koştuğum yollar
Yanık türkü şimdi, aşk savaşımda
Gözümde sel olup taştığım yollar
Çıkmaz sokaklarda yaşar umudum
Avcılar salıyor dil kemendini
Sular yıkamıyor gönül bendini
Rüzgâr duyuruyor ecel fendini
Seni arıyorum, nerdesin gülüm?
Zehir soluyorum, zamansız ölüm!
Ucuz direnişli çığlık, oyalar
Esir bedenlerin kuşku algısı
Bencillik tohumun gönle koyanlar
Bahtınız hırpalar korku dalgası
Yama tutmaz olmuş, gönül elbisem
Sabahı beklerken geceler boyu
Düğüm düğüm olur içimde şiir
Gergin bir ruh hali, mevsim se koyu
Dökülür pervasız biçimde şiir
Alem yolun bulmuş, şişmiş terazi
Gittin; dünya bir kafes, devâ mahpus, söz ketum
Gittin; çekildi suyu can nehrinin; kaldi kum
Doruklarda bahardin, derinde servi boylu
Muhabbet savasçisi, yigit, cihangir soylu
Göklere yönelirdin gece gündüz, susardin
Zamana defineler verip mekâni sardin
Ah! kararsızım; korkularım omuzlamak isterken
Ah! ebediyyen kördüğümü henüz çözmeye erken
Gecemizi sürüklemek çaresizlik yollarına
Ötelerden gelen mevsim bir hayalin kollarına
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!