Her düşen yaprakta başka bir ah var
Takvimler çağıma uymuyor benim
Yoruldum uzağa ses uzatmaktan
Yıldızlar sesimi duymuyor benim...
Aynalar...Aynalar ihanet etti
Bir yarısı öfke,kalanı sevda
Gönlümü pay ettim alana gayrı
Bütün sayfaları yırtıp takvimden
Kafa tutar oldum zamana gayrı
Öfkem yüreğimde bir demir kazık
Sevdam hak yolunda kuru bir azık
Sabrımı zorlama tahammülüm yok
geleceksen hemen şimdi durma gel
bahane bulmaya çalışma sakın
Kimseye danışma birşey sorma gel
Mevsimler dörtnala geçip gidiyor
Bu geceyi de hüzzam şarkılara meze ettik
Bitmedi sancısı gönlümüzün.
Keçe kılı örmeli heybemizde
Birkaç yanık türkümüz kaldı,
Sar yaralı gönlüme
Türküler merhemin olsun...
Kırk ikindi yağmurlarında yıkandı bedenim
Kalmadı kiri dünyanın.
Şimdi yüreğimde ince bir sızı
Yeniden günaha çağırır gözlerin.
Hani, yağmur damlasının duruşu var ya
Hani gül yaprağında ışıl ışıl olur da
Gün aşıp geceye dönünce zaman
İçimde hasretin kördüğüm olur
Hayalin çizilir ayın yüzüne
Yıldızlar savrulan saçların olur
Ne mekana sığar ne de zamana
Zannetme ki gidişin bende yara açacak
Giderken yüreğinde seninle geleceğim
Bazen tatlı bir rüya,Bazen kabusun olup
Umudun ve hayalin ne varsa çalacağım
Ben senin etrafını saran kalın bir koza
Ela gözlüm, güneş yüzlüm gün sayma
Ömrolana sayılı gün tez geçer
Ne kaldı ki şuracık da geriye
İki bahar bir karakış yaz geçer
Karakalem hasret yazmış bahtıma
Bağ bozumu mevsimlerden
Arda kalmış kır çiçekleri topladım sana
Sevda topladım hazan vurgunu bahçelerden
Yüreğimde eski bir kurşunun yarası var
Rüyalarımda geç kalmış yolcuların telaşı
Hayallerimde bütün martılar çığlık çığlığa
Seyrine daldığımız mehtaplı gecelerin
Avunur oldu gönül şimdi hatırasıyla
İnerken gökten yere bir ışıltı demeti
Ürperirdi dalgalar aşkın ihtirasıyla
Oynaşırdı yakamoz, uyurken mehtap suda
Bu siiri dinledigim zaman bir zamanlar cok sevdigim biri aklima geliyor ona ne kadar kizsamda hala onu cok seviyorum
ONU UNUTAMADIM