Elbistan'da doğdu..Asıl uğraşısı öykü yazarlığı. Öykü dalında çok sayıda ödüle layık görüldü.Öğretmen, baba, dede...
bu kaçıncı gece
hasretinle yandığım
kaçıncı gece
yıldızları yıkadığım,göz yaşlarımla
mesafeler yırtıldı hıçkırıklarımla
bosnalı kadınlar duydu feryadımı
İnce bir sızı başlar yüreğimin başında
Resmini seyrederek hayallere dalarım
Bir tutam yıldız alıp kaf dağının üstünden
Öpsünler diye seni gökyüzüne salarım.
Hayal ve hakikati bir birine ekleyip
Sana bir şarkı söyleyecektim
Bebeğin pembe rüyalara uzanan uykularından
Ana sütü kokan masum dudaklarından
Bir şarkı söyleyecektim
Böyle apansız bırakıp gitmeseydin.
Kardelen çiçeklerinin sadakatinde
Yıldızlı semaya dalınca gözler
Kurulan hayaller vuslat üz redir
Ne bir ses duyulur ne de bir soluk
Anlatacak her şey yalnız özdedir
Can ile göz göze gelinir o an
Yıldızlı semaya dalıca gözler
Bir seni sevdim,
Bahar yağmuru sıcaklığı vardı bakışlarında
Sonsuzluğun derinliklerinde
Kaybolmak vardı...
Ellerin değdiğinde ellerime
Erimek,yok olmak vardı.
Beynimde sirenler çalıyor anne
Beynimde sirenler çalıyor.
Anlamadığım bir düşten uyanmak istiyorum.
Tutmak istiyorum ellerinden
Tutmak istiyorum anne
Tutmak istiyorum uçurtmanın kanadından.
Ve aynı yerdeyim yine
O eski bildiğin gibi
Ertelenmiş umutlar çağındayım.
Yorumsuzluklara kurgulu düşlerim.
Ey hükmü azap olan sevgili
Hasretin girdabında perişan
Sürgün yemiş yüreğimi al da git
Ruhumu azaba salma Açelya
Sensiz gecelere sığmaz düşlerim
Bana nedenini sorma Açelya
İçimde volkanlar yanar an be an
Her gece hasretten gergef işlerim...
Kanatlarında gökkuşağı
Çiçeklerden sevgi toplar
Yağmur sularında yıkardı
Hüzün sarmasın diye gönülleri
Gündüz güneş olur doğar
Gece ay olur aydınlatırdı.
Selam iki gözüm
Nur yüzlüm..
Yalnızlığın koyu gecesinde
Doğmamış umutların berraklığında
Işık ışık hayallerle selam...
Şimdi zamanı yargılıyorum
Bu siiri dinledigim zaman bir zamanlar cok sevdigim biri aklima geliyor ona ne kadar kizsamda hala onu cok seviyorum
ONU UNUTAMADIM