Köyde yaşlı semerci Bekir usta ölmüştü,
Tüm eşekler toplanıp kahkahayla gülmüştü!
Düşünmeden sonunu tepindiler durmadan,
Bayram yaptılar sanki bir büyüğe sormadan!
Yaşlı, hasta bir eşek; yatar duvar dibinde,
SER VE ESER
Akıl ve izanda iz yoksa serde,
Latif bir lisan da olmaz eserde!
Cesaret ve azim olsa da serde,
(Kilis yöresel şivesi ile)
Eskiden nedorduk deyi sorsalar,
Sehârde sokağa çıkor oynorduk!
Sabahdan akşama bizi yorsalar,
Her şeyi uşağa yıkor doymorduk!
Üç beş sene sürse bile laf yapma,
Eldeki gömlekler eskimez oğul…
Ömür boyu dursa bile gaf yapma,
Eldeki gömlekler eskimez oğul…
Bugün bir verdiysen yarın bir iste,
Bulut olup essen efkârlı derler,
Ellerin dağında esme ha oğul!
Yağmur olup düşsen hep karlı derler,
Ellerin dağında esme ha oğul!
Öz olsan yabana, ele benzetir,
Hazreti Nebî’nin dediği gibi,
El-Hayâ, Vel-İman ahlak demektir,
Yaratan’a boyun eğdiği gibi,
El-Hayâ, Vel-İman ahlak demektir,
Varlık sebebini idrak demektir…
Kendi ellerime baktığım zaman,
Azim'sin Ya Rabbi, Fe-Sübhânallah!
Gönül tellerime aktığım zaman,
Rahim’sin Ya Rabbi, Fe-Sübhânallah!
Nimetler lütfettin yerli yerine,
Haydi, millet haydi başlasın akın,
Hedefte İstanbul fethi çok yakın!
Çalınsın türkümüz Türk’üme bakın,
Demokrasi desin Millet önünde;
Kükresin İstanbul fetih gününde!
Muhacir olarak gelince hana,
Menziline varan hicret görünür…
İlmiyle bakarsak iki cihana,
Temelinde olan kudret görünür…
Menzile varmayan dengesiz yolda,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!