Kader masasında, kumarhanede,
Kaybımın zarını bulmuş gibiyim.
Zırdeli mekânı tımarhanede,
Bir tek ben akıllı kalmış gibiyim.
Duygular incelmiş, rakamlar kaba,
Doğrudur diyerek yanlışlarına,
Kalbini kırdığım kullara yazık.
Yüreğim acırken gözyaşlarına,
Günlerce döktüğüm dillere yazık.
Saygın var sanarak aşka sevgiye,
Derinden sevdiğin halinden belli,
Defteri dürmeye çok heveslisin.
Hasreti dumanlı sevgisi ballı,
Kalbimi yormaya çok heveslisin.
Demek ki böyleymiş sevdanın aslı.
Unutmam bu akşam dediğin sözü,
Sunduğun şarabı içmeyeceğim.
Ben bir kartal olsam sen de gökyüzü,
Mavi çarşafında uçmayacağım.
Virane sarayım, paslı kapımı,
Gülüşünün büyüsü meleklerden alınmış,
Saçlarının telleri hazinemde elmastır.
Dudağının gülleri perilerden çalınmış,
Gönlündeki sevgiler yüreğime libastır.
Islanınca kirpiğin çöker kara bulutlar,
-Üstat Abdurrahim Karakoç’a-
Allah’ın izniyle Hakkın yolunda,
Manevi bahçeler kurmaya devam.
Peşine düşerek Yemen çölünde,
Veysel Karani’yi sormaya devam.
Eğer iyilikten söz edeceksen,
Kuralım melekler mahkemesini.
Ben koca dünyayım, sen eğri eksen,
Zülfünün teline assınlar beni.
Bağrıma vurduğun mızrak ucuna,
Gönlümün somurtan masum yüzünü,
Sevgiden kalemle benlersin sandım.
Ömrümün bulutu sevda güzünü,
Kendi çiçeğinle sonlarsın sandım.
Bağrımda yanıklar gözümde buğu,
Bırak artık yağlı kurşun sözleri,
Sevgi dolu gözlerinle vur beni.
Bahar varken tez getirme yazları,
Ilık nisan yağmurunda sar beni.
El bağladım divan durdum karşında,
Koptu zaman ipliği, yoksun diye yanımda,
Saatimden akrebi, yelkovanı aldırdım.
Hicranın alev alev dolaşırken kanımda,
Yoldum bütün gülleri, bülbülleri öldürdüm.
Resimlerin yan yana dizilirken masama,
ömrünüzün her döneminde beklediğiniz tüm güzel sözcükleri duymanız dileğiyle..
ömrünüzün her döneminde beklediğiniz tüm güzel sözcükleri duymanız dileğiyle..
üstad yüreğine kalemine sağlık çok güzel bir şiirdi.