Dağlara, vadilere gaz, zehir attılar
Ateş yakıp çok köyler, ilçeler yaktılar
Tank, toplarla tüm kapılara dayandılar
Her yeri toz, duman içinde bıraktılar
Kanayan bir yara büyüdü bağrımızda
Sarıldım geleceğe düştüm yollara
Yolcuyum gidiyorum yarınlara
Şahdamarımda özgürlük zonkluyor
Sabrım dayanmıyor şu zor yıllara
Heyhat senelerdir hep yâd eldeyim
Böyle gelmişse böyle gitmez
Aydın kimseye boyun eğmez
İşçi-köylü ayağa kalktı
Halklar düşmana aman vermez
Cahil olan doğruyu görmez
Bu düzendir dert getirmiş
Nice yaraları eşmiş
Filizleri kırıp geçen
Delidolu karayelmiş
Yaram derin sinemdedir
Ey dağlarına vurgun olduğum çok sevdiğim memleketim
Sende hal mi bıraktılar? Hep kurşunladılar bağrını
Ateşle yakılan, benim ata-dede toprağım
Eğer bir şafak vakti çıkıp sana gelmesem
Bil ki karanlık üzerime çökmüş
Feleğin kıskacında
Hiçbir gün sevinmedim yaz bahar’ı görmedim
Geç vakitlere kadar çalıştım mağdur kaldım
Sırtımda ki bu kambur beni her gün bitirdi
Kan kustum çok yıprandım kavgamızda caymadım
Didindim hep çalıştım kazma kürek salladım
Ne ekmek ne aş var hep ah var hep ahlar
Yoksulluk diz boyu bitmiyor sorunlar
Köhnemiş sistemde işçi- köylü hep aç
Zulüm var baskı var tüm halklar perişan
Çöplüklerden ekmek toplayan bacılar
Boyuna posuna güvenipte celallenme
Ufak tefek olanı küçümseyipte ezme
Ayakların yere başında göğe değse de
Böbürlenip havalanma asla büyüklenme
Eline hakkim ol hiç harama el vurma
Boyuna posuna güvenipte celallenme
Ufak tefek olanı küçümseyipte ezme
Ayakların yere başında göğe değse de
Böbürlenip havalanma asla büyüklenme
Eline hakkim ol hiç harama el vurma
Yatlı, katlı hep şilepli; yaz-bahar tüm mevsimlerde
Dert bir yanda kan bir yanda oluk oluk aktı bizde
Haram olsun haram olsun yürüttüğün her hakkımız
Her bir sözü kurşun olan vurdun bizi birçok yerde
Bu ne biçim yatırrmaca bu ne biçim kandırmaca
hakikaten duygu dolu ders verici nitelikte bir şiir, kutlarım.