Sen bir boz kurtsun
Ne işin var senin çakal ile tilki ile?
Kıskanırım ben;
Seni benden,
Seni senden;
Hatta gölgenden bile…
Öyle çok bekledim ki seni,
Yağmura hasret toprak gibi
Öyle çok özledim ki seni,
Bahara hasret yaprak gibi.
Hasretin yetmedi mi bana
Yiğitlik,rüzgârın estiği yöne yamulmakla değil,
Zoru görünce saf değiştirmekle değil,
Yiğitlik,Sonu ölüm bile olsa
Allah’ın karşısında vav gibi,
Zulmün karşısında elif gibi durmakla olur.
Ey Dünya!
Bakma yüzüme öyle bön bön
Dön haydi dön,dön!
Ve biraz gülümse!
Dün geçti,yarın var mı?
Dünyada kimi aç, kimi toktur.
Açın da tokun da çalabileceği tek kapı vardır:
O da Allah’ın çare kapısıdır,
Başka çalacak kapı yoktur.
Geçerken yıkık bir şehirden
Şimdi nerde bilmem ama cismin
Elime geçti yıkıntılar arasında
Tozlu bir resmin.
Sildim tozları kendi ellerimle
Hâlâ gülüyordu…
Umurumda değil,
Mal,mülk,makam,mevki,para pul;
Renk,ırk,soy…
Allah’a kul olurum sadece ben
Olmam asla kula kul…
Allah’ım, beni doğru yoldan ayırma!
Sen ufkumdan doğan güneşimsin
Uzaklarda durma öyle kardeş gibi
Sen benim kardeşim değil,eşimsin.
Gel yüreğime bir güneş gibi dol
Doksan dokuz güzel isim var yüreğimde
Yüzüncüsü sen ol…
Okunurken sabah ezanı Varsak’ta her seher,
Geçmeye başlar halk otobüsleri birer birer.
Ezan sesleri motor seslerine karışır,
Günün taze ışıkları dostlarla barışır.
Uyan ey gözlerim derin uykudan!
Uyan,aşkın rengine sen de boyan,
Aşka çağırıyor seherde ezan,
Uyan ey gözlerim derin uykudan!
Budur bu âlemde en hayırlı iş
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!