Yan yana oturan
iki güvercin resmini andıran
bir yanık izi bıraktın
işaret parmağımda
Sen
Bir gece önceden
Acemi bir şaşkınlıkla
gözlerimi kırpmadan
Düşle yoğurup
tanımsız kalıplara
döktüğüm harflerim
Avm nin zamansızlığı ve mevsimsizliğinden bunalıp kendimi dışarı atıyorum.
Sağnak yağmur yağıyor.İnsanlar telaş içerisinde saçakların altına sığınıyor.
Bense derin bir nefes alıp montumun yakasını hafifçe kapatıp her zamankinden sakin ve daha yavaş ilerliyorum.
Yol boş denilecek kadar tenha tabi yanımdan hızla ve su sıçratarak geçen araçları saymazsak.
İçimden mırıldandığım şarkıyı bangır,bangır dinlemek için çantamdan kulaklığı çıkarıp kulağıma takıyorum.
Müzik listemden Teoman'dan ''Napim Tabiatım böyle'' şarkısını seçip sesini yükseltiyorum.
Galiba kimsenin an'ı yaşamaya zamanı yok
Kimi geçmişte yaşıyor
aheste aheste
Kimi geleceğin peşinde
nefes nefese..
Gözlerinin gözlerimde bıraktığı
arı dokunuşlarda
sızı
Yüreğimin her atışında
kanatlanan kırlangıcın kanadında
Asi bir rüzgarın
önüne katıp getirdiği
köpük köpük dalgalar gibi
kayalara çarpınça bitti..
İnce bir yağmur gibi
yağıyorken üzerime soluğun
İklim'siz
Bir kuş uykusuydu
Usulca
Kirpiklerimin arasına serpiştirdiğin..
Anlaşıldı
Yine yazdıracaksın bana
Biliyorum gülümsediğinde
yanağının kenarında oluşan
tebessüm çukurunu
Eskitmedim
pamuk ipliğine sarılı sevdalarda
Sol kaburgamın altındaki
pembecik avazlı kırlangıcın soluğunu..
Giderken bütün izlerini
omuzla götür
Ne çocukluğun kalsın
yemişli ağaçların
renklere boyadığı bahçelerde
Kezban hanım şiirleriniz çok güzel. Yüreğine sağlık.