Serap'ın ellerinde dünyayı döndüren sessiz çarklar
Her parmak izi ekmek kokulu bir tarih yazıyor
Bilirim; teri düştüğü yerde filizlenir
Sabahın ilk ışığından daha hakiki sevdalar
O vaktinden önce yaşlanmış kahkahanın içinde
Okumadılar harfleri,
Ama toprağa en güzel duasını yazdılar.
İsimleri silindi defterlerden,
Ama gök kubbeye çizdiler sevdalarını.
Annem,
Bir damla idim, deryaya düştüm,
Enel Hak dedim, kendimi buldum.
Yanmak isteyen canlara söyle:
Aşkın közünde, Hakk'la bir oldum.
Gökler bana ayna, yıldızlar sırdır,
Kırk yıl yol yürüdüm, bir adım ileri gidemedim
Kapı dediler, eşikte kaldım toz oldu alnım!
Bir "âh!" çektim aralandı sanki sır perdesi
Gördüm: Marifet kapısı içimdeymiş geçemediğim...
Hüner sandığım ne varsa yük oldu sırtıma
Hikmetli sözler söyleyen derviş,
Bu ince sızıyı dindiremezsin.
İçimde yanar bir derin ateş,
Umman’ı getirsen söndüremezsin.
Kaşları yay, kirpiği ok ey güzel dilber,
Ezelin içinde ebed var saklı,
Bir tohum içinde bir orman gibi,
Bir ömrün içinde sonsuzluk saklı,
Bir damla içinde bir umman gibi.
Zerrenin içinde kâinat saklı,
Sabahın dördü,
Betonun içinde filizlenen bir göktaşı:
Ellerimde paslanmış yıldız tozu,
Ücretli ölümümü sayıyorum
Kırık bir kronometrenin içinde.
Biz, karnı aç bir algoritmanın
Titreşimli kırbaçlarıyla dövülen rakamlarız.
Ekranlarımızda gezinen gölgesi kâra dönüşen ağaç,
Bir toz tanesiyim kâinat kervanında,
Ne altın pul isterim ne taht-i sühan.
Fakr benim sancağım, yokluk şahım,
Hakk’a açılan kapı: İşte bu ân!
Kır göğsüne çalınmış altın kupayı,
Tozlu yollarda serildi kemter
Fena makamında kaldı bir hayal
Hakk'ın aynası düştü elinden
Bir anlık gaflet oldu bir bedel.
"Medet ya Ali" diye inledi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!