Kasım Kobakçı Şiirleri - Şair Kasım Kobakçı

Kasım Kobakçı

Aynı sopa sahibinde kızıldır
Anlatır, damgalarını çıktıların
Biricik gerçeği farklı olmayan kentlerde
Aynı köylük yerde kartonlara

Erişsen uzaya, boyun büyüse

Devamını Oku
Kasım Kobakçı

Batmış yüzünde yılların yorgunluğu,
Yüzündeki derin çizgiler, baskı altındaki bakışlar,
Hayal kırıklıkları, sıkıntılar,
Tek bir,
Kendinden çok bu yorgunluk ama,
Elinden tutulan kızların kalıntıları,

Devamını Oku
Kasım Kobakçı

Her şeye dokunmasına izin verdiğin,
Alıp götürecekti bir parçasını daha koparıp,
Aşınmış gömleğindeki güveler.

Kirpiklerinin telleri silindi,
Her gördüğün rüyadan,

Devamını Oku
Kasım Kobakçı

Sana vermeyeceğim,
Kaç bölüm, iki yılda,
Bu seri daha uzun sürer,
Saatini asla kaçırmam.

Onu ilk gördüğümde,

Devamını Oku
Kasım Kobakçı

Dayanamıyor artık kalbim,
Irkçılıkla övünmenin ulusal utancı ve rezaletine,
Söyleyemem artık adını,
Her türlü rezilliği,
Bayrak gibi dalgalandıran milletin.

Devamını Oku
Kasım Kobakçı

Kırık bir mızrap gibiyim,
Kalplerin ateşinin kenarındayım,
Güllerin kokusundan doğmaktayım,
Kavga edip kendimle, gitmekteyim.

Kaç kez vurup, bizi bir yerden bir yere götürdü,

Devamını Oku
Kasım Kobakçı

Bandit Seher lifted his bride to the mountain,
The beauty of the bride of Seher is legendary,
Miserable in the hands of the bandit,
Death is the only living ruler.

At that moment, he wants to take his own life,

Devamını Oku
Kasım Kobakçı

With great speed, raise your hands,
Get wet sister-soul, in the shower of mercy.
One spoon more, to the prayer table,
Lean on sister-soul, put it aside.

Since we became brothers in Bezm-i elest,

Devamını Oku
Kasım Kobakçı

Güya yorgan çarşafı, yastık kılıfı, urbanın,
Yarıkları, kol ile yapılan.

Kemiklerin iç boşluklarını alan,
Besili yüreklikleri, özdek süzgeci gibi,
Bebekten tabiata, yurttan tarihsel kalıta,

Devamını Oku
Kasım Kobakçı

Kimdir bu şahıslar yollarda.
Anladım ki olmayacak bir türlü,
Yer altındaki savaş sesleriyle.
Aşk mıdır rengini veren,
Bütünleyen her şeyi.

Devamını Oku