bugün dışarısı çocukluğum kokmuyor anne
gerçi eylül ve yağmur çifte kumrular kadar masum
'haylaz bulutum' beni duyuyor musun?
gel...balkonumun açık kapısından içeri gir
sana gözyaşları biriktirdim
solmasın diye baharın
bir baksan gözlerimin içine
çocuk parkı olur her yer
bu üzerime vuran ikindi
ellerinin ılık yumuşak loşluğu
belki alışırım diye birgün
ağustos öğlenlerinde kalsa da aklımız yüreğimiz
ansal tüm birkimimiz
kasım sabahlarına reva gördük mor küheylan çalımlı
elleri ceplerindeliğimizi
hani yollarımız olurdu palamut ağaçalrının beslediği
hani abilerimiz ablalarımız olurdu açılmamış gözleriyle
emeğin kurduğu dürüstlüktür
aşkla büyütmek renkleri
dipsiz gül yordamıyla bulduğum sonuçlarda
sonsuz karşılıksız sevmeler toplamıdır
ani serüvenlerinde şaşakaldığım
gözbebeklerin...
yollar önünü göremez
bilemez sonunu hiçbir çizgi
hiç bir uzaklık
ömrüne kefen biçmemiştir
aramızdaki kadar
sazlıklara benzer saklanışın
öyle batak
her yanıma iğneler batar gibi
ölmekten korktuğum için uyuyamam
kapıyı açışına taparım senden öte
tanrılar kıskanır sana boyun eğişimi
üzerimdeki bahar kırgınlığıyla
kanarken hicran damla damla gözlerimde
portakal çiçeklerine tutunur
iç yaralarım
sen bakışlarını paylaş
yeter
işte yine gidiyorum elim yüzüm yağmur bulaşığı
ne söyleyebilirim ki biten bir maceraydı vakitsiz
siyanür etkisi beynimde ağlayış sarmaşığı
saatler dörtyanımın çiçeği çocuklar sahipsiz
dudağımda bıraktığın öpücükle bakıyorum
gömleğeim atletim kirlenmiş
boynumda atkım
saçım sakalım uzamış
ama herşeyimli bir sevdadır umut
herşeyimlidir sosyalizm
geçmiş ve gelecek
sıcak günlerle ağırlaştı
düşselliği dudak kenarının
sen hep böyle ince gülerdin
gökyüzü şehlalaşırken ve
gözlerinin yorgunluğuna...




-
Öztürk Acun
Tüm YorumlarBravo öğretmenim. Başarılar diliyorum. Bir perde açılır biri kapanır.