Kağan Alimollo Şiirleri - Şair Kağan Ali ...

Kağan Alimollo

Hangi kadın mor dağların tepesinde yaşayabilir ki? İnanması güç olabilir. Bu yüzden hiç düşünmeden dolunay biriktiriyorum karanlığa başka bir gezegen için, üstelik mor dağların tepesinden. Tazeliyor yaşamımda güzel geceleri, uykusuzluğumun termosundayken, dilimde parmak izleri var ve puzzle gittikçe zorlaşsa da her tanesi güzel. Ağaçlar dikiyor rüyalarıma kazmasız küreksiz serserinin biri..
Is fear more dominant love?

Devamını Oku
Kağan Alimollo

Kar ve ateş ne güzel yakışıyor oysa toprağa, en az bizim kadar,
Yep yeni yazılarımla her adımım daha havalı ben hayata daha layığım dedi ve devam etti.. Hissediyorsan ateşinde amına koyayım yakışmasının da görmesen de kaybetmezsin diyerek boşver herşey sana yakıştığı kadar dedi, toprağa değil.
Takıp takıştırdığımız kocaman bir gurur ve x z söylemleri ama dedim.
Defolsun hayatından seni olmasını istediği biri yapmaya çalışanlar, bak bana diyerek tüm dişlerini gösterip ha ha ha.
Ardından
Mücadelenin bütünü sonunda orta parmak kaldıracakken, ben gülüyor olucağım dedi. Nasıl yani kaybetmek de hoşunuza mı gidiyor? dedim. 'Ukala bir ahmağın gülüşü aptalca gelir anlamadığın da' dedi ve orta parmak bana ait diyerek kahvesinden bir yudum aldı.. Kaybedişini tolere edip kafasını çevirip aşağıya baktığında koca bir orta parmak kaldırıp ben çoktan yol aldım demek olmuyor muydu bu? Görünenin aksine..

Devamını Oku
Kağan Alimollo

Sağ elinde birasını sol elinde geceyi çekiyordu içine, saat 02:22 sularında fırçası tuvalle sevişirken.
Eksik tarafından üşüten adam o, kalemi dualiteyi yakalamış gibiydi.
Gelişi büyüleyeninden olucak ve süsleyeninden diye sayıklamalı yudumlarken, iki gözü küllüğü işgal eden sigarasındaydı.
Böyle zamanlarda yazmak zevk veriyor. Konuşmak, ağlamak ve uyuşuk elmacık kemiklerimle derin uyumalara dalmak yanımda o varken diyordu..
Dönen dünyanın büyük adamıydı bi o kadar en yakışan.. Evil is the peak that good cannot reach!

Devamını Oku
Kağan Alimollo

Astarını geçse de aslını kaybedenler yığıldı küçük dilime büyük harflerle. Yalnızca şanslı çiçekler mezarlıklarda olur. Ve yalnızca büyük harfler aslında uçup kaybolur. Ne anlatıyor burada şair? Çocukluk diyor soluk soluk daha çok, varlığın ahmaklığı sıvayarak soğutacak kulaklarında uğultuyla. Bense delik deşik ayakkabılarımla ruh gibi deyimini yaşıyordum ilk 10 yılımda. Asla bükmediği boynu topladı bavulunu bavul dediğimiz de küçük bi sırt çantasıydı ya neyse. Sonra ki 10 yıla kumanyası sadece bi kaç kaşık sevgi ve kapağı olmayan tencere dolusu öfke. Döktü oralarda, her sırt çantası topladığında ruhunun kırışıklıklarına bakardı ayna da. Tanrıyla arasını da açtı her defasında karavana yaşam. Ara sıra geçmişten alışkanlığı olan gecenin sesini dinlediğini düşünüp çok daha fazla kapatırdı içine hıçkırığı. Sonra ki yıllara hazırdı..

Devamını Oku
Kağan Alimollo

Adalet mi?
Olduğuna ikna etmeye çabalamayın beyler!
Ben olmadığını, adaleti sağlamak için o görevde olanların, vücutlarını satarak geçimini sağlayan kadınları para karşılığı köleleştirdiğini ve memnun etmedi bahanesi ile şiddet uyguladığını gördüğüm gün bitirdim..
Ardından bunları yüzlerine vurduğum da 'yapmasaymış' sözlerini duyduğumdan bu tarafa feminenliğe karşı değilim..

Devamını Oku
Kağan Alimollo

Sonunu bilseydim bile yine aynı şeyleri yaşardım diyen tövbesizlerdenim, gaybı umursamaz serseriliklere imza atmayı seviyorum ne yapabilirdim ki, her şeyi sevdiği için yapan birisiyim. Oysa herkes tarafından göze batan yalnızca verdiğim kilolarımken neyi kaybettigimi düşünüyorsun. Şimdi ise gerberalar kadar açığım yapraklarımla anlattığımdan anlayacağın, botanik bahçesinde yeri olmayan ama orada olan.

Devamını Oku
Kağan Alimollo

Natur mort sokaklarda gözleri keskin birbiri arkasına dizili oligarşiye protest neşeden kuklalar düzinelerce el ele düzenli yürüyüşteler. Yedi kat her katından milyarlarca hapsolmuş kokular çıkıyor burunlara öylece durduğu yerden. Diz kapaklarına kadar öpücükler görüyorum yollarda duran, üstünde bank ve üstünde yaşayanlar kadar. Kocaman çarklar dönerken evrende iç içe geçirilmiş, shitten doldurulmuş olanlar kapıları tekmeliyor başlarıyla. Burası dibine kadar kenef kuyu kuyu, korkunun kokusundan bahislerim içine sıçanlara bir etap, zor bir oyun. Yalnızca.... değil yükselen ihtirasta var intiharda..
Blood? To be fooled?

Devamını Oku
Kağan Alimollo

Grinin koyundan kalkıyoor diye bağırıyordu münadi, kaybedilen ne varsa bir bir bulunmalıydı, ruhuma üfürülmüş telaş, yolculuk pusulasız, konuşsuz, gidiyorum müesser, gi-di-yo-rum ve iyi biliyorsun ki biz kaybettikçe çoğalıyoruz, öyle çırılçıplak üşümeden. Elimi kaldırıp sana karşı sağa sola bile atmaya cesaretsiz yolculuğa.. Ne görülen bir an aynı ne duyulan bir iltifat..
Zorluk olsa gerek bu daha önce sandıklarımdan bambaşka.. Nihavent hüzün, bilhassa üzülmeden yaşıyorum da yine de gözümü kaçırarak. Kendimi bilmediğim semtlere bırakıyorum serserice. Direnmek ölmemekmiş meğer yıkılmamak değil, eskisi gibi sigara da içmeyeceğim. Hem artık kimseyi düşünmeden yaşarım belki dibine kadar hodbin, tastamam normikleştirmeye hazırım, inandırdım bana. Anlayacağın çöplük doldu taştı. Çok konuştuk seninle hayat üzerine, her şey hepsi bildiğin gibi, elvedaya alışık değil kocaman sevenler, hoşçakal.

Devamını Oku
Kağan Alimollo

Lamekan ruhların katıksız kaldığı doyumları var, oysa tanrının ataerkil çocuklarıydık.. öyle demeyin! baharlanmış sıcak bir rüyanın el değmemiş bakir sarhoşluğudur sadece, kalabalıktan tenhaya akan..

Devamını Oku
Kağan Alimollo

Daha önce yaşanmayandı, hiç olmadığı kadardı fazlasıyla.
Dahası kuruduğum topraklarda çiçekler açandı.
Sarılmak için ne lazımdı hatırlamam gerekiyorken ben kalbine en yakındım.
Sen hayatımın... , emindim ki olmadan büyük konuşmak kınıma sığmama müsade etmiyordu.
Unutma..,
Öyle de şimdi başladı dedim.

Devamını Oku