Yakından bak bide bana, adımdan anladığın kadar görünen yamam.
Çapında eksiklik var gözün kara özün kaba ruhun vebalı bı meta.
Kadın heba olsun da hayatım abad diyene sabır marx.
Değer verdiğim herkese duygum az, uykum var çok yormayın batsa da gözlerim kapanmaz.
Aşka dair yazılmış her satırın antisiyim jumple lazım.
Yeni hayat için beklediğim tek şey dibini gören eskiye dönük serseri tarz.
İlk paylaşımı en günahsızımız yapmalı! İçimizden biri zenon paradoksu yaşıyorken.. riskli evet, üstüne üstlük quarklar da var, Velhasıl sakin olmak lazım.. Bazılarınızın "bu nasıl ironiklik" demediğini duyuyorum anormal şartlarda..
Bayatlayan acıların tazelenmesine tövbe edesi gelen şiirlerin hatırına kalemimi tıraşlıyorum.. Cesurca ölümü küçümseyen, heyecandan sarsılan bedenimle.
Her kapının arkasında, başka bir hayat kalmadı artık,
Nice yıllar beslenmiş aşk ve yıllar yılı içte tutulanlar..
Sadece kokusuyla bile rüyalara ruh veren kadınlar ve adamlar..
Daha hangi olay şahlandıracak?
Cesaretini toplayamayanları, ben de dahil..
Az beklese yüzündeki anakronik aşk, ben kapalı kozayım, senin ellerin yok ki, içre olmayanlarla kandırma beni.. sende biliyorsun sancak kırılmadan ağlamaz bayrak, hey! kalk yıkıldığın duvarlar büyüyor ..haklısın lain zaman,
Alıp götürmüyor vakit ömrümden aldığı kadar iki sokak öteye bedenimi. Patlak lambaların, soğuk havanın ve ince montumun titrekliği seriliyor kaldırımlara. Pencereden izleyenlere sınırsız özgürlük dağıtmaya çıkmış adımlarım. Oysa sınırlarını bilmeyen bi kadınım topuklularımla. Tik tak! Sürüyorum izlerini hemen önlerinden önümü dönüp. Sessiz olmuyor bu saatlerde kuytu köşeler ve köşe köşe variller içlerinde ateşler ve ateşten bi kaç kişi var. Hepsini tek tek söndürmem lazım, hepsine tek tek anlatamam. Varlık mıdır korkaklık, neden? Cesaret ölümün kucağında sevişiyor. Patlak kaşım, soğuk kişiliğim ve su alan montum yağmurda sergileniyor. Büyük bi müzede yüklü değeriyle.. Tanrımmm)
Şimdi kış geldi değil mi? Renklerin beyazladığı, herkesin palyaço olduğu burun kırmızılığından şirin soğuk. Kahvelerin kitapla cam kenarlarında buluşup flörtleştiği. Dik yokuşların eğlendiriciliği, tanışmadan gülücükler attığımız birbirimize. Ne güzel lapa lapa ağır ağır düşen kar tanelerini izlemek altında. Ne hoş ağaçlara beyaz kaban oluşu, badehu ne güzel insandır sokak hayvanlarını korumak için karakışa aldırmadan oralarda can kurtaranlar.. Kıştan anladığım bu benim soğuğu sıcağa denkliği, mutluluğu, insanlığı belirginleştirmesi.
Farkında olan insanlara güzel kışlar..
Can sıkan şöhretlere benzer ya hani sokakta yatanı herkesin gördüğü ama biraz sonra tekrar görse başkasına benzeteceği umarsızlık ve umutsuzluk saçan kırık gözleri ile eşdeğerdi yaşamı minyon yapısına sığmayan yüreği kadar tezat, paspal üstü, kararmış elleri ve yanan ciğeri taşımanın gücü ayaklarındayken. Onun hayali bahçe bostan, demir kapısı güllerle dolu bi ev, odalarının her duvarı tavan boyasıyla aklanan, içerisinde pare pare sırlar saklanan. Çünkü insan içinde saf huzur olduğunu düşündüğü şeyi hayal eder fakat asla elde edemez. Hayal yaşamın kendi kendine geliştirdiği savunma mekanizmasıdır. Huzursa erişilmez zannedilen.
Saç uçlarına kıvrılan beden değildi.
Askı da kaç aşk vardı ki tırnak uçlarıyla yazılan.
Velhasıl mutluluklar gözlerden alınırdı kalbe dokunursa insan.
Hatıra ve hafıza olmasaydı yine de hisseder miydin?
Evet, kesinlikle hissederdim cevabı kabul göremezdi.
Daha önce dokunmadığın dudağa duygu sorulmaz.
Aklımın küfü mü bu gördüğün sanki, bi nevi tadına döndü.
Gayretin ödülü ekilen kaktüsken bademler yaprak döküyordu.
Sonbahar güneşi silerken gözlerde ki kiri, ayakta olmak fenalıktı, beyaz bezler gökyüzüne kalkardı.
Ateş bacayı çoktan sarmış ilk yaklaşan yanmaya gelendir.
Dedi,
Asma altı hatır belası satır aralarında kaldı, onca acı içinde yanakları keman çalardı.
Tanır mı şimdi tanrı bizi, çok değiştik kadın, çek elini dudaklarımdan susadım.. Konuşmam gerekir kusucam rahat bırak. Alkolün damarlarımda gezip benimle, beynimle sevişmesini seviyorum. Eeeh sana anahtarı portmantoya astım diyorum kess. Kollarım boğar bundan sonra sözleri. Ben onbesime girmeden sildim kişilere olan özlemi. Kişi olma gözümde tanrı affetsin ya da cehennemi merak ettim bak şimdi. Bla bla bla ateş ver ateş sigaramın dumanı söndü. Yüzünü bana döndür onca insanın hayatı elinde, git onları öldür ben yaşamalıyım, kazandığım gün öldür. Tanrının işine karışma diyorlar iş misin sen ahmak.
Ben alacakli, o borçlu..
Merhaba, tek kelimeyle ba yıl dım..