Kağan Alimollo Şiirleri - Şair Kağan Ali ...

Çantasında teodor kasap diyojeni taşırdı vira, yanındaki arkadaşıyla konuşmalarından işittim, mine opereti varmış, nevi muhlis, hafif kalkmış kaşlar ve bir gülümseme ile birlikte edalıydı bakışı..
Gençliğimizi omuzlarına koyan kader denen şey bu cellatlık niye?
Keramet ahraz yoksa susmayacak dilim, bi yürüyüş bu illegal eylemler de direnişim..
Gidenlere ihtiyaç duyanlara,
Gözler fısıldıyorsa dudaklar yerine alıp, çıplak bedenler yorulmuş olmaz mı?
Yalnızlığın ihtişamı çantasında, bu sebeple hafif çatmış kaşlar ve bir gülümseme ile birlikte edalı bakışı.. Yalınayak beyaza basan kadın..

Sobanın önünde uyuyan kediyle, sonbaharın şiddetiyle, yünlü çoraplarım ve güzel şarkılarıyla radyonun, koltuğun kolunda duran kitaplarla ve ağrımayan başımla, zail bir durum değil bu. Yaşamla haşr, haşyetle ağzı açık suratım.
Vahlarla yazılan şiirmişcesine okuma, katran karası geceler bizi bizden aldılar diye.. Buluta çıkıp herkese pamuk şeker atma hissiyle.. Kağıt üzerine çizilmiş basit kroki mi yazılanlar?
Düşüncelerinizle muhabbet içinde bulunmaktan çok hoşnutum kısaca,
Gelecek denen şey sabah görüşmek üzere..
Follow The White Rabbet,

Etnik mucizeler havarisi tanımıyor yakın zamanda yas tutmuş. Acısı nasılsa geçerlerin tümüne seyyahların muhacirliği yaklaşımında bulunmuş. Ne ilkmiş ne sonmuş ne yanmış ne sönmüş. Engizisyon karşısında teke tek çıkanların toplu mezarları ve kalanların yaşamları kırk kilometre yerde toprak altında izlerini gördüm. Hislerine ait yapraklar kokladım üzerlerinden. Köle kampı tamamen bu ölü tanrıdan kanıttır. Dönüş varlığa sanılır. Aşk adama yasaktır. Zamanın gerisinden, geleceğin aptallarına bırakılan delillere rağmen devamı olacakmış. Anlamsız bulanlar herşeye biat ettiklerini inkâr ederken, o zihinsel ayrıcalığını sakince çizen bı kadınmış. Hayret verense bile bile bunu yapanlardır..

Bir adam seni seviyorsa kıskanır, belli etmese de içini yer, nerede nasıl olduğun.
Kıskanıyor diye bana güvenmiyor deme.
Bir adam kırılıp yazmıyorsa kadın, nerede nasıl olursa olsun aklı sendedir. Tam olarak yaşadığı da söylenemez zaten ya.
Seven adam saçmalar kadın, asla yapmayacağı şeyleri yaparken rastlarsın. İki gün konuşmadık diye sabahlara kadar içmek ister mesela.
Asla ağlamaz dediğin adamları gözlerinden akanlarla tanırsın bu defa.
Bir adam seviyorsa ağlar.

Herşey ipin ucunu tutabilmek kadar basit görünür ama asla ipin ucunu göremezsin. İşte burada nerede mutluysan öyle kal ya da orda duru çıkarır karşına ve aptalmışsın gibi muamele eder olacaklar. Yani kısaca anlam aramak yerine kabul et der, etmiyorsan çok fazla üstüne gelen kadersel imgeler olur. Zorlar, her zorlukta birşeyini ister ilk başlarda verecek çok şey bulursun sonraları kazandıkların kaybettiklerini karşılamamaya başlar. E haliyle durgunlukta beklersin biri taş atsa da dalga nasıl olurdu hatırlamak istersin.
O taşı atanlarsa sadece kendi manzarası için atmıştır. Seker seker ve sen hissetmeden sulara gömülür. Burada şunu anlatır kısaca olaylar, kişinin kendisinden daha önemli ve çıkarları harici hareket etmeyecegine şahit olursun. Bunu gördükten sonra asla kimseye daha da normal bir insan gibi davranmazsın. Artık herkes senin için standarda bağlamıştır. Yaklaşımların ve güvensizligin son derece kalın notluklar açtırır.
Yazmak istersin sonuçta henüz insansın ve bunlar hiç de normal gelmez. Yazmak istersin, normal gelmeyen herşeyi. Diğerlerinin görmekten kaçtığı herşeyi yazarsın. En sonunda sana, deli damgası ya da büyümemiş bir çocuk algısı yapıştırlar. Sense artık oturtmuş cizginden çıkamazsın çünkü kendini bilen ama onların bilmekten korktuğu birey hali almışsındır.

Tadı bezendi dilime kat kat lezzetini süzdüm ayışığının.
Varlığım kanıksanmasın kafanı tahtaya benzetme sevgili kadın.
Eserime göz atıp kaçmışsın nefesle yazıldı karıştırılmasın.
Alışılmasın n'olur sevgimin olağan dışı normları tek tek inceleyip yazdım.
Devasa hatrına ceketim yoktu boşversene saygım sonsuz.
Oklar toprağı gösteriyor gökyüzüne bakıp salıyorsun ruhunu oradaymışcasına.

Kimseye anlatamadığım yanım var o yüzden şiirlerimin boynu bükük kaldı,
Biliyorsunuz! büyük sevenler elbette içine içine gömerek bağırırlar..
Zaten artık kendi dizelerimi de çekemez oldum.
Eeee
Çalakalem sözleri bir silimlik mendil aklar..
Ucu çiçekli perdeler gibi değişmem gerek,

Ki ben gölgesi kalabalıklardanım, yer çekimine olan inancımı sorgulatmıştı. Saniyeler valizlere sığmayan ziynetler gibi davrandı.
Şaşmıştım, orada her şey gerçekti.
Geçecekti belki ama kalacaktı!
Bu defa asmıştım portmantoya anahtarı..
Seni, sizi bilmem çırılçıplak yürüyorum gökkuşağında.
Küpün canı cehenneme!

Koca bir şaçmalık bu! bırakın keramet adı koyduğunuz gerçek dışı avunmaları, alışmayın birilerinin önünde boyun bükerek adamcılık yaptırmaya, inanmayın kravatlı dilinde sözlük taşıyan televizyon adamlarına, iyi olmanın kötü tarafları var gösterilenleri görmemeliyiz bağnazlıkla. Artık zamanı gelmedi mi ya da her ne boksa ne olursak olalım kendimizin istediği, yazdığı kaderi yaşamanın zamanı! Ken di mi zin diyorum. Biliyorsunuz size kim ne söylerse söylesin daima söyleyenlerin isteklerini yapmadığınız sürece kötüsünüz. Korkmayın kötü olun, hippi olun, gotik olun, avangart olun, komünist olun, yahudi, alevi, hanefi korkmayın hatta insan olun en çok da kendiniz olun size ait felsefe, düşünce ve savınız olsun.. Kimselerin olduğu kadar olun.. Am I the real in the mirror?

inanılmaz fotoğraflarını giy üstüne,
çöl sıcağından derin koksun ama!
yani tereddütsüz ve bilinçli ilan-ı aşk ol,  bir lunapark gecesi, neden hep böyle zamanlarda gelir aklıma?
müjdecisi olup bir çocuğu sevmenin, ..günebakanın kavuşmasına benzer güneşine,