Birinci Dünya Savaşının kaplamışken, o sıcak ateşi
Sonrasında tarih gösteriyordu; bin dokuz yüz on beşi
Geçmişte yok böylesine en şiddetli çarpışmanın eşi
Boğaz sularına kanlarını döktü; Çanakkale Şehitleri
Kısıtlı savaş imkanlarıyla dedi; Çanakkale Geçilmez
Karşı kıyıda kaldı, anılar
Bense seyrediyorum uzaktan onları
Ne zaman baksam karşı kıyıya
Sırtını dönüyorlar
Utanmam mı gerekir bilmem
Yaptıklarımdan dolayı
Ülke uğruna, bu bayrağa hizmeti seçmediysen
Onurunla, askerlik köprüsünden geçmediysen
Gerektiğinde, şehadet yemini etmediysen
"Cehenneme kadar yolun var" derim
Geçmişine, hiçbir zaman saygı duymuyorsan
Çekmece
Çeker insanı cazibesiyle
Sakladığı gizleri
Silmez bıraktığı izleri
Çökertirken dizleri
Çekmece
Sonsuz hayata, cennete girerken
On üç yerde mümine, selam verildi
Yüce Rabbimize, şükür dua ederken
Ebedi nimetler önümüze serildi
Kiracıydık; geçici olan dünyada
Gökyüzü, maviden siyaha dönmüştü
Vatan toprağı, üzüntüden çökmüştü
Bizi gören bayrak, kendisinden geçmişti
Üç yüz kişiyle gelmiştik; biz bu cepheye
Vurduk; yırtık postalları tozlu yere
Nefsiyle yürür her insan, denizden yada karadan
Akıl penceresine gölgedir şeytan, çekilmez ki aradan
İmtihan sırrı gereğince, böyle buyuruyor yaradan
Sınırlandırma kendini, çerçevesiz tablodur hayat
Midesine indirir her canlıyı, toprağın yumuşak hasrı
Ölümle yaşam arasında
Sırça çizgi bu mu?
Yoksa giden nefeslerin
Acaba en sonu mu?
Oda sıcaklığım sıcak
Ömür trafiği, çift şeritli bir yol
Biri sağdan işler, diğeri sol
Yalnızca gidişleri mevcut
Dönüşü olmayan iki ayrı yol
Biri cennete götürür, hak yola
Bir sıkımlık kartopu idi; sevdan
Şahikalardan düştü; yüreğime
Yuvarlandıkça büyüdü; giderek
Sığmaz oldu; ruhumun serinliğine
Şaka değil bu, beklenmedik çığ
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!