Sevda koktu yine bu şekersiz kahve,
Sevda koktu yine bu demli çaylar,
Bu kolonyalar, bu lavantalar,
Bu evler, bu dükkanlar,
Durgun ve sessiz denizi süsleyen bu mehtap,
Bu yıldızlar, bu samanyolları,
Her dönen tekerlek beni sana getiriyor,
Vapurların pervaneleri, uçakların motörleri,
Arabaların atları,
Kuşların kanatları,
Bulutlar ve rüzgar.
Sen benden uzak olmasan;
Uykularla savaştım,
Açlıklarla uğraştım,
Susuzluğa alıştım,
Oldum demirle ayni.
Bir noktadan fırlandım,
Dışımda mekansın, içimde zaman,
Mümkün mü başımı sarmasın duman,
Aşkın alev gibi, yüreğim saman
Elbet tutuşurum böyle amansız.
Bir çiçek gibisin renge bürünmüş,
Dünya divanıdır Cenabı Hakk 'ın,
Divanda yüzleri buruşturmayın.
Hesap sorabilen bir tek Allah 'tır,
Herşeyi küstahça soruşturmayın.
Öyle yürüyün ki; adım denk olsun,
Duvardaki resmin bahar içinde,
Her an soluk alıp her an yaşıyor.
İsyanlar ediyor zamana karşı,
Zaman da resminde başkalaşıyor.
Resimde saçların sanki ibrişim,
Seni düşünüyorum, anam-babam,
Akşam rüzgarlarında seni düşünüyorum;
Saçların dağılıp uçuşuyor başının etrafında,
Gözlerin pırıltılar içinde guruba doğru,
Yüzünde akşam güneşinin solgun sarı ışıkları,
Yaldız yaldız çenen, yanakların, alnın,
Hele aşka düş de bak
Yüz nasıl mahzunlaşır.
Hele bade iç de bak
Dert nasıl yakınlaşır.
İnsan sevdimi bir kez
Gülme artık bana; yaralanmışım,
Cehennem azabı tattım ömrümce.
Darmadağın olup parçalanmışım,
Güya aşka düştüm kendi gönlümce.
Sen hep bayramlarda, ben hep matemde,
Pencereme vuran bu ayışığı sen misin?
Denizden gelen bu esinti,
Kulağımdaki şu tatlı fısıltı,
Bu musiki; beni sarıp sarmalayan,
Yoksa;
Şu içimdeki yaralı yaralı yüreğimin iniltisi midir
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!