Tepede bir kubbe, yanda kubbeler,
Petekler halinde tüm pencereler,
Camlar binbir renkte güneşi eler,
Bir düştür, masaldır Türk Hamamları.
Kapıdan girince başlar ferahlık;
Çok bir şeye gücüm yetiyor yetmesine
Ama yetmiyor kalbime gücüm,
Ne sözümü dilmiyor, ne halden anlıyor
Geri geri çeviriyor olanca öğütlerimi,
Asla aldırış etmiyor,
Kendini ona öylesine bir sevdirmişsin ki;
Ne biçim yanıyorum, yüreğim alev alev,
Sensiz geçen her günüm bağrımda hançer gibi.
Özlem sanki çevremi dört yandan saran bir dev,
Tutuşup yanıyorum kendimden geçer gibi.
Her geçen gün içimden birşeyler eksiliyor,
Yaşardı gözlerim, sızladı kalbim,
Gönlüm yine düştü ıssız yollara.
Ne olacak böyle bilmem ki halim,
Çilem kafa tuttu uzun yıllara.
Ne gönlüm bıkıyor, ne yol bitiyor,
Allah ‘ım var, Kitap ‘ım var,
Dinim var, imanım var,
Bedenim, canım, ruhum, gönlüm, sevgim var,
Bir Sen ‘im yok.
Hem de öylesine yok ki;
Ele-avuca düşmüşüm Sen ‘sizlikten,
Sazımız düzenlendi,
Sesimiz ezanlandı,
Çağımız hazanlandı,
Sen dahi gelir misin?
Takıl gel ardımıza,
Razı oldum, baş eğdim
Senin hatırın için.
Yıllarca yol bekledim
Senin hatırın için.
Çile çektim, dertlendim,
Ben martıların martı olduğunu seninle biliyorum,
Kuşların uçtuğunu, denizlerin dalgalandığını,
Mehtabın sularda tatlı tatlı yıkanabildiğini,
Seninle biliyorum yosunların koktuğunu yosun yosun,
Islak taşların parıltısını seninle tanıyorum,
Sensiz ne kadar cahil olduğumu söyleyemem;
Neyleyim bomboş yüreği, bomboş kalbi,
Seninle dolu olmayan kalbi neyleyim?
Meğer ki; seninle dola bedenim, ruhum,
Mutluluğu böyle bulurum,
Kimseler beni bomboş sanamaz, bakıp da ellerime,
Sen zerre zerre işledikten sonra
Seni sevmek öksüz bir çocuğu sevmeye benziyor,
Seni sevmek bir bayramı sevmeye benziyor.
Ceviz yaprağı üzerine koyulmuş kirazı,
Mavi sulara kurulmuş bembeyaz gemiyi,
Islak suların yaladığı altın kumları.
Seni sevmek düşlü uykuları sevmeye benziyor,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!