Yaz-boz tahtası oldum senin ellerinde,
Yaz yazabildiğince, boz bozabildiğince,
Belli ki bozulmak için yazılanlar.
Keşke alınyazım da böyle olsaydı; bozulacak türden,
Bozulup gitseydi tüm çilelerim,
Yerinde yeller esseydi bir gün hüzünlerimin,
Yere yıkılınca gaddar adamı
Tutup kaldırana yazıklar olsun.
Tek bir feryadını, tek imdadını
Duyup aldırana yazıklar olsun.
Tufeyli midesi zembil misali,
Tepede bir kubbe, yanda kubbeler,
Petekler halinde tüm pencereler,
Camlar binbir renkte güneşi eler,
Bir düştür, masaldır Türk Hamamları.
Kapıdan girince başlar ferahlık;
Acaba bir tek gün andın mı beni
Uzaklara bakıp yailı gözlerle?
Sildin mi ard arda hiç gözlerini
Uzaklara bakıp yaşlı gözlerle?
Kaldığın oldu mu kimsiz kimsesiz,
Oynama yanımda sabah sabah,
Oynama çocukluğum…
Kapılardan-bacalardan çağırıp durma beni gençliğim…
Anımsamaya çalışıyor, anımsayamıyorum;
Siz kimsiniz? ..
Bırakın beni yaşlılığımda bir başıma,
Şerefin üzerine yemin eder misin
Beni sevmediğine?
Yollarımı gözlemediğine sabahtan akşama dek,
İçinin titremediğine adım aklına gelince?
Güneş ağır ağır denize gömülürken,
Ay tepsi gibi yükselirken tepelerin üstünden,
Senden başka yar sevmem,
Yeminler olsun sana.
Ben ahdımı çiğnemem,
Yeminler olsun sana.
Mehtap bayram kandili,
Bırak ağlayayım; içim yanıyor,
Çektiğim çileler öyle büyük ki.
Sanki gözüm değil, kalbim ağlıyor,
Hayatım sırtıma öyle bir yük ki.
Yüreğim aşkından kurtulamadı,
Sanma ki unuttum eski gövdemi,
O bedene az-çok hasretlenmişim.
Başka ben içinde buldum benimi,
Ondan sızıldanmış, kasvetlenmişim.
Çektiği ne azmış bana nispetle,
Bir gün arayacaksın beni
Birlikte gezdiğimiz yerlerde.
Ayakizlerimi arayacaksın,
Hüznümü,
Gözlerinden ayrılmak istemeyen gözlerimi,
Çilelere sessiz sessiz boyun eğişimi,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!