Sevgilimiz olmadan sevdiğimiz o günler
Ne bir deli günlermiş…
Ne bir dolu günlermiş…
Şarkılar; yüreklerimize saplanmış birer hançer,
Olmayan bir sevgilinin acısıyla
Arşınlayıp dururduk karanlık sokakları
Doğa tatlı mı tatlı,
Işık altın kanatlı,
Güneş doğar ve batar,
Gurublar şatafatlı.
Herşeyde bir başka hız,
Sefası, elemiyle
Seviyorum dünyayı.
Bayramı, matemiyle
Seviyorum dünyayı.
Irmağı, deresiyle,
Çizmeden yukarı çıkar kiracı,
Şeytanı taşlamak sevap değil mi?
Canları ateşe yakar kiracı,
Şeytanı taşlamak sevap değil mi?
Hava parasına hayır diyemez,
‘Mum dibine ışık vermez.’ Demişler,
doğruyu söylemişler.
El-aleme neler yaptığını bilemem, anam-babam, bilemem
ama bana bir tutam ışık bile vermedin,
geceye çevirdin körpecik sabahlarımı,
bir sen aydınlatasın diye
Ardından yıllarca döktüm gözyaşı,
Gel artık sevgilim, kaçman hoş değil.
Kuşlarla süslenmiş pınarın başı,
Tek bir ağaç dalı, tek taş boş değil.
Eğil de sularda oyna yalakta,
Kaderimden şikayetçiyim, Tanrı ‘m;
Çifte su verilmiş kılıçla kesti başımı,
Yüreğime paslı mızrak sapladı Golyat gibi,
Ateşinde yaktı beni elkızının, Nabukadnazar misali,
Süleymanvari tahtımı-tacımı çekip aldı elimden,
Yüreğimi Davud gibi yumruğuyla dövdü demir yerine,
Terk edilen sallar gibi kalmış ruhum kumlarda,
Yüzün ıslak mehtap gibi parıldayan sularda,
Yorgun kalbim hıçkırıyor gizli gizli, ard arda,
Sevenlerin kaderi bu; mutlu olmak imkansız.
Hiç geldiğin gittiğin yok, her gün böyle beklerim,
Gözümü yollardan ayıramadım,
Akan gözyaşımı durduramadım,
Çekip gittiğine inanamadım,
Bağrıma saplandın sanki bir mermi.
Sandım ki kırıldı kolum, ellerim,
Sevdadan söz etme; ezberlemişim,
Mutluluk her neyse bilememişim,
Ne dertlere düşmüş, görememişim,
Bir ömrü harcayıp tüketerek ben.
Ben sevdim, sen ise ihanet ettin,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!