Söyle bana, Hatem Dede…
Şöyle bir göz gezdirerek
elime-avucuma.
Yol-mol var mı avuçlarımda, ulaşıp ulaşıp yare giden?
Kabarmış mı yüreğim ayın yüzü kadar?
Neler neler geçmiş başımdan
Neden yine karabulutlar sarmış gibi çevremi,
Neden bütün gemilerim batmış gibi denizde,
Nedir bu güneş altındaki güneşsiz günler,
Hiçbir yere ulaşamayan bu yollar,
Bu hiçbir dışarıya açılamayan kapılar, pencereler,
Nerden çıktı bu habire beni sana çağıran
Aşkın eseri misin?
Gülşende peri misin?
Bayram şekeri misin?
Gözlerim kamaşıyor.
Salınışın dal gibi,
Gölge etmeyin başıma, eloğulları…
Kim çare bulabilmiş ki;
Siz çare bulabilesiniz gönül yarasına?
Hiç karışıp durmayın
Şurasına-burasına,
Örselemeyin kanayan yüreğimi
Kumrular su içer içmez,
İlk serçeler uçar uçmaz,
Gözlerimi açar açmaz
Gördüğüm sen olmalısın.
Pınarlarda, oluklarda,
Bülbülleri sorma, başka güldedir,
Çektirdiğin azap gönüllerdedir,
Kalbimi arama, başka eldedir,
O tatlı günleri bul da göreyim.
Kulun kölen oldum, hiç yüz vermedin,
Sanki içerimde yara gibisin,
Sanki yüreğimde saplanmış bıçak.
Denizde özlenen kara gibisin,
Andıkça yüreğim sızıldanacak.
Gözlerimde yaşsın, dilimde feryat,
O körpe varlığın binbir biçimde;
Halıda nakışsın, kilimde desen.
Bazan kelebeksin güller içinde,
Bazan bir kokusun rüzgarla esen.
Bazan gözlerimin tatlı uykusu,
Sevdan yüzümü kırbaçlayan yağmur gibi baharda,
Rahmet rahmet iniyor başıma, omuzlarıma,
Gözlerime daha bir dünya gibi gösteriyor dünyayı,
Bulutlaştırıyor bulutları,
Rüzgarları rüzgarlaştırıyor,
Kuşları kuşa çeviriyor,
O körpecik ellerin yine havuzda mıdır?
Yine rüzgar saçını tarıyor mu eliyle?
Kibirli bakışların mermerde, buzda mıdır?
Bağlar çevrende midir yaprağıyla, dalıyla?
Toprak seninle güzel, çimen seninle tatlı,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!